Ben o yâre dağlar kadar güvendim, güvendim,
Güvendiğim dağlar elime geldi, elime geldi.

Ara sıra deniz kaplumbağaları Caretta Carettalar haber bültenlerinde, doğayla ilgili belgesellerde gündeme gelir. Sahil kenarları turizmin etkisiyle değer kazandı. Yazlık evler, siteler çoğaldı. Deniz manzaralı apartmanlar, işin tuzu biberi olmuştu. Sahil kenarlarında yer alan halk plajları yok oldu. İnsanların giremediği alanlara deniz kaplumbağalarının yumurta bırakması, yavruların denize ulaşması zorlaştı.

Yumurtadan çıkan Deniz Kaplumbağalarının yavruları olgunluğa ulaştıklarında yine aynı sahile yumurta bırakmaya gelir. Az sayıda gönüllünün çabalarıyla şimdilik varlıklarını sürdürüyorlar. Onların özverili çalışmaları olmasa, gelecek kuşaklar sadece filmlerde Deniz kaplumbağalarını görecek.

Tehlikede olan sadece Deniz Kaplumbağaları değil. Karada yaşayan türleri de benzer sorunlarla karşılaştı. Onlar, bilindiği gibi yumurtadan çıktıkları andan itibaren ev sahibi olurlar. Şansları varsa yüz yıldan fazla yaşarlar. Gün geldi, dağlar kadar güvendikleri evleri, ölüm nedenleri oldu.

Onların karınlarını doyurmak, sadece kendi neslini sürdürmekten başka istekleri olmadı. Yaz aylarında karınlarını doyurabilecekleri, Güneş ışıklarından korunabilecekleri yeşil alanlar azaldı. Kış aylarında soğuktan korunabilmek için baş kısımları ve vücutlarının yarısı dışarıda kalacak şekilde gizlenirler. Gün geçtikçe küçülen yaşam alanları bulabilenler hayatta kalabilir.

İnsanoğlu başta insanların olmak üzere bütün canlıların yaşam alanlarını yok etti. Doğal dengenin bozulması sonucunda iklim değişti. Her gün canlı türleri yok oluyor. Farkında olmayabiliriz, ancak sıra insanlara geliyor!

Eğitimci Fakir Baykurt’un Kaplumbağalar adlı romanının konusu olan tosbağalar teknolojinin karşısında yenik düştü. Onların hiçbiri kabuğundan çıkmadı. Doğup büyüdüğü yöreyi, eskiyen dostlarını unutanlar için söylenen deyim vardı: “Tosbağa kabuğundan çıkmışta, kabuğunu beğenmemiş.”

Yavaş hareket etmeleri, evlerini yanlarında taşımaları onların ölüm fermanı oldu. Teknolojinin hızlı gelişiyle birlikte rüzgârdan hızlı giden atların yerini motorlu taşıtlar aldı. Doğal yaşam alanlarında tarım makineleriyle yarışamadılar. Tarım alanları kaplumbağa kabuklarıyla dolup taştı.

Teknolojinin gelişiminden sadece doğal ortamlarında yaşayan canlılar etkilenmedi. İnsanlar da değişime ayak uydurdu. Eski dostluklar yok oldu. Yenileriyle değiştirilen tüketim maddeleri gibi dostlar da zamanı geldiğinde değiştirilir oldu. Fırıldaklar rüzgar yön değiştirdiğinde yön değiştirirler. Kuşaklar boyu sürdürülen değerler, komşuluk, arkadaşlık anlayışı yok oldu.

Geleneklerine bağlı, insan olmaya özen gösterenler Kaplumbağalarla aynı kaderi paylaşıyorlar.