Bal ayı, canım- cicim ayları derken bir süre sonra tartışmalar başlar. Kavganın başladığı evliliklerde, nikah dairesi boşanma mahkemesinden önceki ilk duraktır. Yeni, eski her neyse, evli çiftler arasındaki tartışmaları normal karşılanır. Gün geçtikçe büyüyenlerin sayısı az değildir. Bu tartışmaların bir kısmı pazara kadar, bir kısmı da mezara kadar sürüp gider.
Tartışmaların özü, birinin diğeri üzerinde üstünlüğü sağlaması içindir. Yakından tanıdığım bir aile vardı. Onlar, çocukluk yıllarında kavgayla tanışmışlar. Sürekli horlanıp dayak yemişler. Gençlik yıllarında değişen bir şey olmamış. Gün gelmiş, eş dost bir araya girip bunları evlendirmiş. Her ikisi de kavga edecek kimse bulamayınca birbirleri ile kavga etmeye başlamış. Sırasıyla her ikisi de mezara girince kavgaları son bulmuş. Onların bıraktıkları yerden çocukları kavgayı sürdürmeye başlamış.
Öğrencilik yıllarından bir arkadaşla yıllar sonra yeniden buluştuk. Eski anıları konuştuktan sonra arkadaşım, kızının eşinden ayrıldığını söyledi. Aslında bütün suçun kızında olduğunu gizlemedi. Suçu her zaman başkasında arayan anlayış olduğu sürece yaşamın her alanında benzer sıkıntılar sürecek.
Ustamın anlattıklarına göre beş altı yıllık evli çiftler ayrılma noktasına gelmiş. Aralarındaki tartışma büyüdükçe büyümüş, apartmanın mahallenin sınırlarını taşmaya başlamış. Devreye aile büyükleri, yakın akrabalar, uzak akrabalar derken eş dost ta girmeye başlamış. Biri kızını, diğeri oğlunu “çirkef” ailenin elinden kurtarmak için gecelerini gündüzlerine katmışlar. Aile büyükleri, gençleri saf dışı edip kendileri kavga eder olmuşlar.
Çevrelerindeki yakın dostların çabaları sonuçsuz kalmaya başladığı günlerde ustamız bir şekilde tartışmaların içinde kendisini bulmuş. Bütün çabaları sonuçsuz kalınca gençlere evlerinde ne kadar eski fotograf varsa getirmelerini söylemiş.
Nişanlılık, düğün, düğün sonrası derken çekilen fotografları aile büyüklerine gösterip onların zamanında mutlu olduklarını söylemiş. Bu gençleri kendilerine bırakmaları halinde tartışmaların son bulacağını büyüklerin anlayacağı uygun bir dille anlatmış. Bir başka deyimle “eski fotograflar ilaç gibi gelmiş.”
Yıllar geçtikçe ustamız, yerden göğe kadar haklı çıkmış.
Masal gibi anlatmış olsam da masal değil, öykü hiç değil. Yaşanmış, sayısı belirsiz örneklerden sadece bir tanesi.



(*)Bakırcı ustası adının yazılmasını, fotografının çekilmesini kabul etmedi. Ustaların sohbetlerini zaman zaman sizlerle paylaştım. Onların yaşadıkları anıları, hoş sohbetleri, unutulacak türden değil. Yeri geldikçe onların anlattıklarını sizlerle paylaşacağım.