Muhalefetin elinde, çok önemsediği iki siyasi konu var.

Birincisi “güçlendirilmiş parlamenter sistem” isteği…

İkincisi “erken seçim” çağrısı…

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” isteği, başkanlık sisteminin yarattığı sorunlardan yola çıkarak, muhalefetin yapıştırıcı gücü gibi kullanılmaktadır.

Ama “erken seçim” neden istenmektedir? Erken seçim koşulları oluşmuş mudur?

Herhalde muhalefete göre oluşmuş gözükmektedir.

Çünkü korona salgını, dünyayı sarstığı gibi ülkemizde de iktidarı yıpratır olmuştur.

Özellikle de salgın nedeniyle oluşan ekonomik sıkıntılar ve gündemde dolaşıma sunulan yolsuzluk söylentileri iktidarı sarsar görünmüştür.

Ve daha da önemlisi muhalefet, 2019 yerel seçimlerde inkâr edilemeyecek bir başarı ve büyük bir moral kazanmıştır. Özellikle de İstanbul seçiminde…

* * *

İşte muhalefetin “erken seçim” isteğinde bu olgular tetikleyici olmaktadır.

Ve muhalefet faydalanmak istemektedir, ama genel seçimlere yansır mı? Bilemiyoruz.

Çünkü toplum gergindir. Çünkü gergin bir insanın kime oy vereceği hiç belli olmaz.

Nitekim bu gerginlik ve salgının yarattığı ekonomik sıkıntı, toplumda büyük bir öfke yaratmıştır.

Ve bu öfke, hem iktidara hem de muhalefete yöneliktir.

İktidara yöneliktir. Çünkü tüm sıkıntıların çözüm adresi iktidardır diyerek…

Muhalefete yöneliktir. Çünkü “her şeye itiraz ediyorsun. Salgın nedeniyle bile evlere kapatılınca niye kapattın, kapatmayınca niye kapatmadın diyorsun” diyerek…

* * *

Peki, bugün kimler erken seçim istemektedir?

Kılıçdaroğlu istemektedir. Hem de iki yıldır…

Akşener istemektedir. Hatta Ocak ayında KRT’de “2021 Haziran ayında erken seçim bekliyorum” demişti, ama olmadı.

Ayrıca Kılıçdaroğlu ve Akşener, Mayıs ayı içinde de yine erken seçim çağrısı yaptılar ve yine yapmaktalar.

Davutoğlu ister gözükmektedir. Ve de “Bu sene erken seçim olma ihtimali var, 2022’de ise ihtimal daha da yüksek” dedi.

Babacan ister gözükmektedir. Ve de “Erken seçim 2022’nin sonbaharında olur” dedi.

Karamollaoğlu da ister gözükmektedir. Ve de “Normal şartlarda bir seneden önce olmaz diye düşünüyorum” dedi.

HDP ise ister gözükmekte, ama hakkında kapatma davası açılmak üzeredir.

Elbette ister gözükenlerin de samimiyet derecesi nedir? Bilemiyoruz.

* * *

Yine de bir hatırlatma yapmak gerekti.

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, “Ermeni soykırım” iddialarına karşı AİHM’ne başvurmak da gündeme gelmiş, basına da yansımıştı. Bunun üzerine basında “Ya AİHM, Türkiye’yi haksız görür, soykırım iddialarını onaylarsa” diye bir uyarı çıkmıştı.

Bunun üzerine vazgeçilmişti.

Evet, o günlerde başvurulmuş olsa idi… Ve de böyle bir sonuç çıksa idi… Türkiye’nin durumu ne olurdu? Düşünebiliyor muyuz?

Bu nedenle daha seçimlere 2 yıl varken bu ısrarlı istek biraz düşünülmesi gerekir.

Ve anketlerde çok da çarpıcı bir sonuç görülmezken…

İttifaklar tam olarak oturmamış ve yeni bir ittifakın doğma olasılığı varken…

Özellikle de muhalefetin arzu etmediği ve beklemediği bir sonuç çıkarsa diye…

Ve de bugünkü görüntüye göre, ittifaklar yönetim düzeyinde var. Ama tabanda kaymalar olabilir diye bir kez daha düşünülmesi gerekir. Eğer seçim kazanmak isteniliyor ise…

Ancak şu da bilinmelidir ki; her seçim sonunda, sandıktan yansıyan halk iradesiyle tüm toplumsal itirazlar, göreceli olarak sıfırlanmış olur.

* * *

Yine de şu soruyu bir sormak gerekir: Erken seçim olmalı mı?

Evet, olmalı. Ama bir fırsatçılık anlamında olmamalıdır.

Tüm dünyayı sarsan korona salgını bir fırsat olarak görülmemelidir.

İçinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasal sorunları çözebilecek bir projeyle, ülkeyi siyasal ve sosyal gerginlikten kurtaracak bir projeyle olmalıdır.

Yani “erken seçim” çağrısı bir fantezi olmamalıdır.

Zaten 1946’dan bugüne yapılan 20 genel seçimin 10 tanesi, “erken genel seçim” olmuştu. Bunlar 1957, 1977, 1987, 1991, 1995, 1999, 2002, 2007, 2015, 2018 seçimleri idi.

Peki, erken seçime kim karar verecektir?

Meclisin 3/5’i, yani bugünkü duruma göre 360 milletvekili, ya da Cumhurbaşkanı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kararı verir mi? Çok zor.

Cumhur ittifakının ya da millet ittifakının kendi oyları yeterli mi? Hayır.

O halde bu iş biraz zor gibidir. Hem de çok zor gibidir.