Hz. Ömer müslüman olduğunda 32 yaşında idi. Kendisi ile o sırada müslümanların adedi 36 erkek, 4 kadın, 40 kişi olmuştu. Yani Hz. Ömer 40. müslümandır.
Hz. Ömer müslüman olunca topluca kabeye gidildi. İlk defa açıktan namaz kıldılar. Hz. Ömer kabede müşriklere karşı hanımı dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen varsa, gelsin diye meydan okudu. Hz. Muhammed SAV., öldürmek için giden Hz. Ömer’in müslüman olarak kabeye dönmesi müşrikleri şaşkına dönderdi. R.SAV.in döneminde İslamın en kahramanı ve cesuru olan Hz. Ali ve Hz. Ömer RA. idiler. Hz Ömer öfkelendiği zaman vücudundaki kıllar elbisesini delip dışarı çıkarmış. Yani tüyleri diken olurmuş. İşte o zaman ulu Allah cc. hazretleri, Hz. Ömer’e; Faruk Hakkı, Batıldan ayırıcı sıfatını vermiştir. R.SAV. efendimiz Hz. Ömer’e, ya Ömer, veya ya Faruk diye hitap ederdi.
Şimdi Hz. Ömer RA. Faruk hazretlerinin İslam tarihinde iz bırakmış 1500 senedir dilden dile nakledilen onun adaletini, cesaretini, idaresini, teslimiyetini, kerametini beleleyen bazı hadislerinden birkaçını arzedelim.
Evet, adalet denince ilk akla gelen kişi Ömer ül Faruk hazretleridir.
Yeryüzünde şu veya bu zamanda adalet ve insaniyet hudutlarını çiğnemeyen hiçbir hükümdar, baş yönetici, lekesiz değildir. Az çok haksızlığa bulaşmış olabilir. Ama Hz. Ömer-ül Faruk, farklıdır. Onun nezih hayatını tedkik eden uzman araştırıcılar ,onun yönetiminde birtek adaletsizlik öveya zulüm örneğine rastlamamıştır. Hangi padişah, Hz. Ömer gibi hayat sürmüştür.
Devrinde Arabistan, Yemen, Irak, Suriye, İran, Mısır, Azerbaycan, Anadolunun doğusu, Filistin, Kuzey Afrika gibi kaç milyon km2.lik toprakların tek hakimi olduğu, İran’ın fethinden sonra elde edilen altınları, kürekle orduya ganimet olarak taksim eden, kendisi harbe iştirak etmediği için hisse almayan, kendi işlerini devletin mumunun ışığında görmeyen ,elbisesinde 17 yamalık sayılan ama temiz ve vakur giyinen, emzikli çocukları ulunan ve çadırda yaşayan halkının çocuklarına gece süt götüren, dul kadınlara gece sırtında yiyecek taşıyan, gece kapısına taş atılan bir kadına evinin kapısını niçün kilitlemedin dediğinde, kadının “sana gece uyumuyor dedilerdi, sizin uyuduğunuzu bilseydim kapımı kilitlerdim” diyen ve halkının kalbinde böyle yer eden, binlerce düşmanı olduğu halde silahsız ve korumasız gece dolabilecek kadar Allah’ın korumasında olan, kisra ve kayser İran ve Bizans krallarının sarayları 30 bin askerle korunduğu bir zamanda korumasız yaşayan, alim, arif, filozof, mütefekkir, abid, evliya, veli, Suriye’de, İan’da harbeden komutana hutbede Medine’den komut verecek kadar keramet sahibi, pamuk kadar yumuşak, haksız, zalim ,asi teröristlere taş gibi katı, sert olan adil bir halifedir.
Hz. Faruk RA. kalp gözü açık bir velidir. Hz. Ömer RA. İslamı önce akıl ve mantığın ışığında net ve kesin bir şekilde uygulayan ve kendisi bizzat harfiyen uygulayan bir halife, yönetici ve Allah’ın sevgili bir kuludur.
Şimdi, onun adaletinden birkaç örnek sunalım:
Hz. Ömer RA. halife seçilince Medine halkına hitap etti. “Ey müminler, vatandaşlarım. Yönetimde eğer ben bir hata yaparsam beni uyarınız” deyince, cemaatin içinden cılız, zayıf bir kişi ayağa kalktı. “Ya Ömer, eğer sen eğrilirsen şu kılıcımla seni doğrulturum”, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer, “Yarabbi, sana hamdolsun ki halkımın en zayıfı bana kılıcı ile ikaz edecek kadar cesaretli. Beni adaletten ayırma” buyurdular. Adil olarak yaşat ve adil olarak öldür demiştir.
Hz. Ömer’in adaletinin örneklerini anlatan eserlerde şöyle bir olaydan söz ediliyor:
Hz. Ömer’in zayıf bir oğlu vardı. Hastalıklı olmalı ki bir türlü gelişmiyordu. Yahudinin biris gence gelip bien senin derdinin ilacını biliyorum diyerek onu evine götürdü. (O zaman Hz. Ömer’in en büyük düşmanları Yahudiler ve Mecusiler ateşe tapan insanlardı. Her fırsatta Hz. Ömer’e tuzaklar kuruyorlardı.) Evinde ilaç diyerek şarap içirdiler ve çocuğu sarhoş ettiler. Sonra orada bulunan bir kızla zina yapmasını sağladılar. Aklı başında olmayan genç bu pisliğe bulaştı. Sonra işin farkına vardı ama iş işten geçmişti. Tevbe etti. Ama nafile. Çünkü kız hamile kalmıştı. Aradan zaman geçti. Zinada olma çocuk doğdu. Yahudi, doğan çocuğu kucağına aldı. Hz. Ömer’e geldi. Bu çocuk sizin oğlunuzun, bizim kızımızla yaptığı zinadan doğma torununuzdur. Biz bunu besleyemiyoruz. Alın torununuzu dedi ve bebeği oraya bıraktı. Hiddetlenen Hz. Ömer oğlunu çağırdı. Oğlu durumu olduğu gibi anlaı ve suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Hz. Ömer, İslam’da su iki şekilde sabit olur. Biri şahit, ikincisi ikrar. Sende ikisi de var. Hem şahit, hem de ikrar. Kız da sende bekar olduğundan babanın halife olmasından cesaret alarak bu kıza tecavüz ettin. İsbatı da bu yavrudur. Doğru mu dedi. Hz. Ömer’in oğlu, doğrudur babacığım, ded. Öyle ise bu suçun cezası dinde 100 deynektir. Öz oğluna bu had cezasını bizzat kendi uyguladı.
SÜRECEK