Hz. Ömer R.A.nın ŞEHİDEN VEFATI:
Önceleri Yahudi iken sonradan Müslüman olan, hem Tevrat’ı, hem İncil’i ve hem de Kur’an’ı bilen büyük alim Kaab’ül Ahbar; bir gün Hz. Ömer’e geliyor. Belki şaka, belki de gerçek, “Ya Ömer, senin 3 gün ömrün kaldı” diyor. Kaab, Hz. Ömer’in itibar ettiği bir kişi. Hz. Ömer bu sözü ciddi olarak düşünüyor. Gayet açık ve net olarak, “Doğmak ölmenin sebebidir, elbette ki her doğan ölecektir.” “Her gelen ahirete geçecektir” diyor.
Kaab, “Ya Ömer ben Tevrat’ta okudum. Hz. Muhammed SAV.in ve halifeleri hakkında Tevrat’ta bilgiler var” diyor. Hz. Ömer RA. ölmezse idi Hz. Muhammed SAV. ölmezdi. Halbuki ulu Allah, Kur’an’da “Her canlı mutlaka ölümü tadacak, sonra huzuruma dünyasının hesabını verecktir. Ey Muhammed sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Mahşerde Arafat meydanında mizan terazisinde muhasama ve muhakeme (büyük divanda mahkeme oluncaksınız)” buyuruluyor. “Elbetteki biz de öleceğiz” dedi.
Gerçekten Medine’de yaşayan Ebu Lülü lakaplı Feyruz adında İranlı bir mecusi köle, sanatkar bir marangoz ustası, köle idi. Efendisini Hz. Ömer’e şikayet etti. Hz. Ömer patronu haklı buldu. Buna razı olmayan Ebu Lülü, Zilhiccenin 23. günü sabahı sabah namazında zehirli hançerle Hz. Ömer’i şehit etti.
Bugün bile İran milletinin Şia mezhebine mensup olanlar, Hz. Ömer’i sevmezler. Sebebi: İran’ı fethedip İslam diyarına katmasıdır. (Şia, İslam’da bir mezheptir. Ehli beytin imametini iman esası olarak kabul eden, ameli olarak da hanefi mezhebine yakın bir anlayışı benimseyen bir mezheptir. Bu günün İran dış politikasının esası şia mezhebinin yeryüzüne hakimiyetini gaye edinmiştir.)
Ebu Lülü, Hz. Ömer RA ile birlikte 10 kişiyi de yaraladı ve dokuzu camide şehit oldular. Ebu Lülü zehirli hançerini kendine de sapladı ve intihar etti.
Hz. Ömer “Beni kim hançerledi” dedi. Seni İranlı bir mecusi hançerledi, dediler. “Çok şükür ki bir kafirin elinde can veriyorum” dedi.
Hz. Ömer ölmeden o sırada “oğlu Abdullah’ı halife yapalım” dediler. “Hayır, bir evden bir kurban yeter” buyurdu. Yerine Hz. Ali, Hz. Osman, Hz. Zübeyr, Hz. Talha, Ebu Vakkas gibi cennetle müjdelenen 6 kişinin ismini saydı. Sonra da toplanan sahabiler, Hz. Osman’ı halife seçtiler. O sırada sahabinin en yaşlısı Hz. Osman’dı. Hz. Osman’ın şehiden vefatı ile Hz. Ali halife seçildi. Maalesefini diyelim. Takdiri ilahi ki, Hz. Ali R.A. da şehiden öldürüldü ve İslam’da hz. Hasan’ın 6 aylık hilafeti ile asrı saadet sona erdi.
Daha sonra muaviye B. Ebu Süfyan yönetimin seçimini kaldırıp, saltanatı babadan oğula geçen bir sistem getirdi ve adı Halife olmakla beraber gerçekte krallık, padişahlık, sultanlık oldu.
1 Muharrem Cumartesi günü Hz. Ömer hazretleri Ayşe4den izin alınarak R.SAV.in Ravza-i Mutahharasına (Hz. Muhammed SAV., Hz. Ebu Bekir’in yanına) defnedildi.
Kabri Medine’de Mescid-i Nebevi R.SAV.in mescidindedir.
Hz. Ömer hakkında bazı ayetler gelmiş, bazı ayetler de Hz. Ömer’in düşüncesi doğrultusunda gelmiştir.
R.SAV.in Hz. Ömer hakkında övgülü hadisleri de vardır. Bunlardan ikisi şudur:
“Benden sonra peygamber gelseydi Ömer gelirdi. Allah Ömer’i korumak için iki melek görevlendirdi. Hz. Ömer’i hata yapmaktan koruyorlar” buyurdu.
“Şeytan Ömer’in heybetinden kaçmaktadır” buyurdu.
Hz. Ali, Hz. Ömer hakkında; “Ey koca Ömer. Göçtün gittin ama bize çok ince bir yol bıraktın. Hiç bir ana Hz. Muhammed SAV.den sonra Ömer gibi adil bir evlat doğurmadı” demiştir.
Hz. Ömer zamanında hazine altınla dolmuştur. Sadece Irak’ın yıllık vergisi kitaptan aldığım rakam 328 ton altın. İran’ın yıllık vergisi bunun on katı, Mısır, Kuzey Afrika, Ymeen, Umman, Kuzey Irak, Diyarbekir, Azerbaycan vs. hariç yani bugünün ifadesi ile devlet hazinesi (Beytulmal) katrilyon dolarla ifade edilebilir.
Her emzikli çocuğa süt parası aylığı bağlandığı düşünülürse, bunun gerçekçiliği açıkça anlaşılır.
Böyle bir hazineyi elinde bulunduran Hz. Ömer gayet sade ve temiz yaşar. Elbisesinde 17 yamalık sayılmıştır. Medine’de bekçiler mahalleleri dolaşır, aç kimse yoktur. Tekmilini görevliden almadan akşam yemeğini yemezdi. Şimdi bir milletin bir devletin başında böyle bir adil, merhametli, cömert bir yönetici bulunursa, bunun adı, soyu, sopu, partii, hatta mezhebi ne olursa olsun, tebea (halk) için ne farkeder. İşte demokrasi, işte sosyal adalet, işte barış, işte kardeşlik budur. Bu anlayışı hakim kılmak için gelmiştir İslam. İslam budur. İnsanlık budur.
Hz. Ebu Bekir’in vefatında, kefeninin ödünç alındığı Hz. Ömer’in öldüğünde borçlu olduğu ve borcunu oğulları ve arkadaşlarının ödemesi sonucu cenaze namazının kılındığı düşünülürse, o mübareklerin yücelikleri dha iyi anlaşılır.
(SÜRECEK)