Selim Bozok'tan alıntı yaparak bu konuyu değerlendireceğim.

• ABD Başkanı Biden 2050 yılı hedefini “net 0 sera gazı” olarak açıkladı.

Bu hedefin tutturulabilmesi için:

- Lithium madeni gereksinimi %4200

- Grafit madeni gereksinimi %2500

- Nikel madeni gereksinimi %1900

- Ender bulunan madenler gereksinimi %700 arttırılmak zorunda.

• Madenlere duyulan ihtiyaçtaki bu artışın karşılanabilmesi için madencilik sektörüne çok büyük yatırımlar gerekecektir. Bir madenin kazılmasından üretim aşamasına geçiş ortalama 16 yıl almaktadır.

• 1 EV baterisi ortalama 450 kg dır ve 7-10 yıl ömrü vardır, üretimi için 250kg cadmium, kurşun, kobalt, nikel ve lithiuma ihtiyaç duyulmaktadır. Dünya genelinde tüm motorlu araçları EV’e dönüştürmek için her 7-10 yılda bir 250 milyar ton madenin çıkarılması ve işlenmesi gerekecektir. Bu büyük operasyonun yol açacağı kullanılmış maden atığı nerede depolanacaktır?

• ABD’de bir özel oto yılda ortalama 10344 mil yol kat etmektedir. Bir EV aracın ortalama menzili 200-300 mil olduğuna göre bu da yılda 40 tam şarj demektir. ABD araç parkı 290 milyon olduğuna göre sonuçta elektrik şebekesine yılda 11.6 milyar defa şarj yükü eklenecektir.

Dünya geneli için de bu sayı 30-40 milyar şarj demektir. Bunun nereden sağlanacağı sorusuna Yeşil Akım taraftarlarının cevabı Güneş ve Rüzgar santralları kurarak olacaktır.

• Bir rüzgar santralının türbinini üretmek için 230 ton çelik, 1000 ton çimento ve 45 ton geri dönüşü olmayan plastik hammaddesi tüketilmektedir ve bu türbinin ömrü 20 yıldır. Dünya elektrik tüketiminin yarısını rüzgar enerjisinden sağlamak için 3 milyon rüzgar türbinine ihtiyaç vardır. Bu da her 20 yılda bir 690 milyon ton çelik ve 1 milyar ton demir madeninin tüketimi demektir. Dünya buna ne kadar dayanabilir?

• Yukarıda özetlenmiş muazzam madencilik operasyonunun gereksinimi olan kazı, yükleme, taşıma hareketlerinin yüksek miktarlarda karbon salınımı olacaktır. Bu da EV araçların hava kirliliğine olacak pozitif katkısını yok edecek, belki de olumsuz bir artışa neden olacaktır.

Bu konuda bugüne kadar medyada yer almamış hususlar var:

1) Bir EV aracın tam şarjı günümüz elektrik fiyatı ile ne kadar tutar?

2) Buna bağlı olarak örneğin 600km(lik bir yolculukta EV ve içten yanmalı araçların yakıt maliyetleri ne olur?

3) Kurulacak şarj istasyonları ülkenin elektrik şebekesine nasıl bir yük getirecektir?

4) İnsanlar EV araçlarını garajlarında şarj ederse bunun binanın elektrik sistemine etkisi ne olacaktır? Ortalama 20 daireli bir apartmanda kaç araç geceden sabaha şarjda bırakılabilir?

5) EV araçların baterileri 7-10 yılda bir yenileneceğine göre bunun araç sahibine parasal yükü ne olacaktır? Ömrü dolan pillerin çevreyi zehirlememesi için hangi tedbirler düşünülmektedir?

6) Tüm bu hususları dikkate alarak 10 yıllık bir sürede araç sahibine bir EV ve içten yanmalı otomobilin toplam maliyeti ne olacaktır?

Bence bu değişim, tüm gerçekler ortaya konularak insanlığa tanıtılmıyor, sadece olumlu yönler pazarlanıyor.