İşte zaman zaman uygulanan ve değişen sınav sistemleri: LGS - OKS - SBS - TEOG - ÖSS - YGS - LYS...

Bunlar örgüt isimleri değildir. Ama öğrenci ve öğrenci aileleri üzerinde bir baskı aracı gibi görülen, son 15 yılda değişen sınav sistemlerinin kısaltılmış ifadesidir.

Şimdi, üniversite sınavlarını başka bir yazıya bırakarak dönemin Milli Eğitim Bakanları ile liselere giriş sınavlarına bir bakalım.

***

Yıl 2005, Bakan Hüseyin Çelik...

-3 yıl olan lise eğitimi 4 yıla çıkarıldı.

-O yıla kadar uygulanan liselere giriş sınavı (LGS) yerine Ortaöğretim Kurumlan Sınavı (OKS) getirildi. Amaç aynı idi... Ancak katsayı ve müfredat açısından fark vardı.

***

Yıl 2007, Bakan Hüseyin Çelik...

-OKS'den vazgeçildi.

-6,7 ve 8. sınıflarda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirildi.

Amaç tek sınav korkusunu yok etmek olarak sunuldu. Bunun için 6,7 ve 8. sınıf sonunda yapılacak birer sınavın ortalamasının alınmasına karar verildi.

Önemli amaçlardan birisi de dershaneye talebi azaltmaktı.

***

Yıl 2010, Bakan Nimet Çubukçu...

-SBS'den vazgeçildi. Yeniden tek sınava dönüldü. Dershaneye talebi azaltacak denilen sistemin, okul dışı kaynaklara yönelimi daha da artırdığı görüldü. Ve 6 ve 7. sınıflardan vazgeçildi. Yalnız 8. sınıflar için SBS uygulanmasına karar verildi.

-Ve aynı yıl içinde, tüm düz lise olarak bilinen genel liseler Anadolu Lisesi'ne dönüştürülmeye başlandı.

***

Yıl 2012, Bakan Ömer Dinçer...

-(5+3) biçiminde uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitim, (4+4+4) olarak 12 yıllık zorunlu eğitime dönüştürüldü. Zorunlu okula başlama yaşı da 5,5 yani 66 ay oldu.

Bu değişiklik çok tartışıldı, çok eleştirildi ve bu değişiklikten bir kuşku duyuldu.

***

Yıl 2013, Bakan Nabi Avcı...

-Tek SBS'den de vazgeçildi.

-8. sınıflarda uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) getirildi.

***

Yıl 2017, Bakan İsmet Yılmaz...

-Ve TEOG kalktı. M. Eğ. Bakanı İsmet Yılmaz 19 Eylül 2017 günü "TEOG kaldırıldı" dedi.

Aslında TEOG'un kaldırılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ile oldu.

***

Oysaki her sistem değişikliğinde getirilen yeni sistem için büyük övgüler yapılmıştı.

Nitekim TEOG için Nabi Avcı "Öğrenci başarısı anlık bir performansa dayalı olarak değil, geniş bir zaman dilimine yayarak belirlenecek" demişti.

Ve yine Nabi Avcı, sistem için "Eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılmak, okul dışı eğitim kurumlarına yönelik ihtiyacı azaltmak” demişti.

Sayın İsmet Yılmaz da 24 Mayıs 2016 günü bakan olduğunda aynı övgülere katılmıştı. Ama bir yıl sonra "Evlatlarımızı yarış atı konumuna koyduk. Etüt merkezleri ne kadar artmıştı değil mi? Niye arttı? TEOG yüzünden arttı" diyordu.

Ve 19 Eylül 2017 günü "TEOG" kaldırıldı dedi.

***

Peki, yeni sistem ne olacak, nasıl olacak? Şimdilik bilmiyoruz.

Ama bugün dolaşıma sunulmuş bazı sistemler daha önce de uygulanmıştı ve yeterli olmadığı ve içinde sakıncalar taşıdığı için vazgeçilmişti.

Örneğin: "Okul başarı puanına göre yerleştirme, İkamete dayalı sistem..." gibi.

Oysaki yapılacak tek şey vardır.

O da sistemi eğitimcilerin iradesine teslim etmek, dünyadaki örnekleri incelemek, özellikle de gelişmiş ülkelerde bu sorun nasıl çözülmüş, bunu görmek.

Yani bir yıl sonra kaldırılacak yeni bir sistem icat etmemek...

***

Sanırım tüm eğitim sorunlarının temelinde daha da önemli başka bir neden olsa gerek.

Çünkü bugüne kadar 94 yılda 69 Milli Eğitim Bakanı olmuş. Bunun yalnız 9'u eğitim kökenli. 23 'ü hukukçu ve diğerleri de değişik mesleklerden. Ya siyasal, ya mühendislik, ya tıp, ya da iktisat kökenli...

Yani eğitim, eğitim kökenli bakanlara teslim edilmemiş.

Ve de sistemdeki arayış, bugüne kadar eğitim alanla eğitim verene sorulmamış.