Bir eğitim ve öğretim yılı daha geçen hafta Cuma günü sona erdi. Milyonlarca öğrencimiz uzunca sürecek olan yaz tatiline girdi. Hepsine iyi tatiller diliyorum. Ama bir şartla! Yaz tatili boyunca en azından derslerde işledikleri konuları tekrar etmelerini ve en önemlisi kitap okumalarını istiyorum.   
Diğer taraftan milyonlarca aile ve öğrenci ise yıl içerisinde hazırlandıkları LGS ve YKS sınavları başta olmak üzere, ülke genelinde yapılmış olan sınavların sonuçlarını merakla ve heyecanla bekliyor. Sınav sonuçlarının açıklanmasının hemen ardından ise tercih heyecanı ve kayıt maratonu başlayacak. Umarım tüm gençlerimiz ve öğrencilerimiz diledikleri bölümlerde, diledikleri okullara gitme başarısı gösterirler. 
Ben de zaman zaman eğitim sistemimiz ile ilgili, sorunlar ve sıkıntılar ile ilgili izlenimlerimi kaleme almaya çalışıyorum. 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk Milli Eğitim Bakanı olan Sayın Ziya Selçuk' tan önemli beklentilerin ve beklentilerimin olduğunu daha önce kaleme aldığım yazılarımda dile getirmiştim. Bu beklentilerim halen devam ediyor. Başta mesleki eğitim olmak üzere eğitim sistemimizde ivedilikle çözülmesi gereken bir çok sorun var. Bu sorunlardan en önemlisi ise eğitimin; kişisel ve toplumsal hayatımız için bir amaç değil, araç olduğunun çocuklarımıza aşılanmasıdır.   
Milli Eğitim Bakanlığımızın web sitesinde de yayınlanan ABD eski Başkanlarından Abraham Lincoln’ün bir çocuğun yetiştirilmesiyle alakalı, hayata güzel bakabilmeyi, öğretilmesi gereken temel değerleri yazdığı mektubu, konuyu çok güzel özetliyor aslında.
İşte o mektup...
"Oğlumun öğretmenine,
Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona: Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini milletine adamış bir lider vardır. Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.
Zaman alacak biliyorum; fakat,  eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahramanların sırlarını öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını. 
Eğer yapabilirsen, ona kitapların harikuladeliklerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi sırlarını düşünebileceği sessiz sakin zamanlar da tanı. Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha haysiyetli olduğunu öğret ona. 
Kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...  Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma. Bütün insanları dinlemesini öğret ona. Fakat bütün dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret...
Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret ona. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini... Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. 
Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona... Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran, fakat onu kucaklama. Çünkü, ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. 
Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsin bir bakalım...
O ne kadar iyi, küçük bir insan, Oğlum..."
Şimdi bu mektubu okuyunca eğitim sisteminin ve ideal öğretmenin de nasıl olması gerektiğini az çok anlamış oluyoruz diye umut ediyorum.
Çorum Haber Gazetesinin Perşembe günü yayınlanan ve üst manşetten verdiği haberde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan Türkiye'nin 2018 yılında en büyük ihracat yapan ilk bin firma arasında Ahlatcı Holding, Alapala Dış Ticaret ve Uğur Makine'nin beni de mutlu eden, sizleri de mutlu ettiğini düşündüğüm haberini okudum. Kendilerini tebrik ediyor ve kutluyorum. Cenab-ı Allah başarılarını daim etsin inşallah. 
En güzel günlerin olsun.