Büyük kâşif Kristof Kolomb'un, 28 Ekim 1492'de ilk ayak bastığı yer; Karayipler denizinde, ABD'ye 150 km. uzakta, 11 milyon nüfuslu, resmi dili İspanyolca olan bir ada ülke, yani Küba.

Ve 400 yıl İspanya sömürgesi olan, 1900'lü yıllarda ABD himayesinde, kaynakları Amerikan şirketleri tarafından paylaşılan, adı bağımsız kendi sömürge olmuş bir ülke, yani Küba.

1953'te Amerikan işbirlikçisi yönetime başkaldırmış, 1959'dan 2008'e kadar tam 49 yıl bu ülkenin yönetimine hükmetmiş, daha geldiği gün Amerikan ve İngiliz şirketlerini ülkesinden kovmuş bir kimlik, yani Castro.

***

Amerika, Castro'yu devirmek için trilyonlarca dolar harcamıştır.

Devirememiştir ama Castro bir efsane olmuştur.

Nitekim 1996'da kısa adı HABİTAT olan "BM İnsan Yerleşimleri Konferansı" toplantısı için İstanbul'a geldiğinde, toplantının en ilgi çeken, en renkli kişisi ve de yerli ve yabancı tüm basının ilgi odağı olmuştur.

Öyle ki, Demirel dahil gelen tüm devlet başkanları onunla fotoğraf çektirmek, onunla bir fotoğraf karesinde görünebilmek yarışına girmişlerdir.

Ama bu efsanevi kişiyi övenler de olmuştur, sövenler de.

ABD işbirlikçisi diktatörlüğe karşı verdiği savaş için; ABD önünde diz çökmeyen, eğilmeyen bir Küba halkı yarattığı için övenler olmuştur.

Onun boyun eğmeyen sosyalist kimliğinden ve kapitalizm karşıtı bir sistem kurmaya çalışmasından ötürü sövenler olmuştur.

***

O, Atatürk'e büyük bir sevgi ve saygı duymuştur.

1996'da İstanbul'da yapılan HABİTAT toplantısında yaptığı konuşmada, "Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptıklarını ben asla başaramazdım. Asıl devrimci, Atatürk'tür. Bu kadar büyük devrim yaptım, ama Atatürk'ün yaptıklarını başaramazdım..." diyen odur.

Ve yine...

Bir Uluslararası Edebiyat Yarışması'nda ödül almak üzere Küba'ya giden ve 12 Aralık 1996 günü ödül sonrasında Castro'yla görüşebilen yazar ve şair Dursun Özden'in, Türkiye'de sol gençliğin kendisine olan ilgisini anlatması üzerine sözünü keserek:

"Övgün için teşekkür ederim. Ama söyledikleriniz yanlış... Devrimci Kemal Atatürk varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar. (...) Biz Atatürk'ün devrimci savaşından etkilendik-esinlendik. Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır Kemal Atatürk..." diyen odur.

Ve kendi heykelinin yapılmasını yasaklayan ve Havana'da Küba'nın en büyük parkına Atatürk büstünü diktiren ve  kaidesine  hem  Türkçe  hem  İspanyolca  olarak  "Türkiye

Cumhuriyeti'nin Kurucusu" ve de "Yurtta Sulh, Dünyada Sulh" yazdıran odur.

***

Ve o, 25 Kasım 2016'da 90 yaşında ölmüştür.

Dün, yani 4 Aralık 2016 Pazar günü cenaze töreni yapılan bu kişi için, yine çok şeyler söylenmiştir.

ABD'nin yeni başkanı Trump "acımasız bir diktatör" derken, Obama "Onun dünya üzerindeki muazzam etkisini tarih kaydedecek ve değerlendirecek" demiştir.

Rusya Devlet başkanı Putin, "O ve dava arkadaşlarının inşa ettiği özgür ve bağımsız Küba, birçok ülke ve halklar için ilham kaynağı oldu" demiştir.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, "Onun devrimci idealleri, birçoklarını etkiledi. Kendisi hem BM'de hem de küresel arenada sosyal adaleti güçlü bir sesle dile getirdi" demiştir.

Ayrıca Fransa, Çin, Hindistan, Venezüela, Bolivya, İspanya, Namibya, Meksika, El Salvador ve Yunanistan gibi daha birçok ülkeden onun verdiği kavgaya saygı duyan, öven mesajlar verilmiştir.

Ve "Bize insanların birliği için savaşmakla ilgili bir efsane bıraktı" denilmiştir.

***

Sanırım daha anlamlı bir mesajı da Türkiye vermiştir.

Türkiye'yi temsilen Dışişleri Bakanlığı'nın taziye mesajında:

"...Siyasi tarihe derin izler bırakan ve ülkesinde sağlıktan eğitime, sanattan bilime pek çok alanda köklü reformlar gerçekleştiren Fidel Castro, Küba'daki genç kuşaklara yol gösterecek değerleri ve idealleri miras bırakmıştır.

Hayatını adadığı mücadele sadece Küba'da değil, tüm dünyada yankı bulmuş ve farklı siyasi kamplarda dahi saygınlık uyandırmıştır.

Küresel adaletsizliğe karşı çıkmış, daha eşitlikçi ve dayanışmacı bir dünya kurulması için çalışmıştır. 'Başka türlü bir dünya mümkündür' sözleri de, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bugün Latin Amerika'dan Asya'ya, Ortadoğu'dan Afrika'ya, milyarlarca insanın ortak özlemini yansıtmaktadır" denilmiştir.

Galiba Castro için, tüm önyargılardan uzak reel bir değerlendirme yapılır olmuştur.