Şirketlerde ikinci veya üçüncü nesiller, şirketi kuruluşta başarıya taşır. Ancak sonraki nesiller kuruluşta gösterilen başarıyı ne yazık ki göstermekte ya zorluk çekiyor, ya da ayak uyduramıyorlar. Ülkemizde onca emek ve gayretle kurulan şirketlerin kısa ömürlü olmasında bu durumun büyük payı var.    
ABD'de bir zamanların en zengin insanı Henry Ford'un oğlu  Edsel Ford 'un intiharı ile biten olay baştan sona incelenmesi ve irdelenmesi gereken ilginç bir olaydır. Ancak Edsel Ford'un yaşamına son vermeden önce babası Henry Ford'a yazdığı mektup çok daha ilginç.
Edsel Ford intihar etmeden önce kaleme aldığı mektubunda babasına;“Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Tüm zevkleri tattım, ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum..!”diye sesleniyor.  
Her şeyi, oğlu için hazır hale getirmekle hata mı yapmıştı ki? Ford Motor Company'i kurarak oğlunun ölümünü hazırlamış olabilir miydi? İrdelenmesi gereken ilginç bir durumdur bu. Maddi bakımdan her şeyin mükemmel olması kişinin tatmin olmasına yetmiyor. Sistemin içerisinde faal olarak yer almadıkça huzur bulamıyorlar.  
O bakımdan şirket kurucularının, çocuklarının sistem içerisinde faal olarak yer almalarını sağlayacak altyapıyı da kurmaları gerekiyor. Aksi halde böyle, intihara kadar giden tatsız olaylar yaşanabiliyor. 
Bu olay Henry Ford için bir yıkım olarak görülebilir ama kuruluşun sağlam temeller üzerine oturtulması ve kurucunun çok güçlü olması şirketin ilerlemesini durduramamıştır. 
Daha zayıf kuruluşlarda ise olay yıkım ile sonuçlanabilir. 
Her anne ve baba, başarı için geçtiği meşakkatli yolları, çocuklarının da bu zorlukları yaşamaması için geçer. 
Peki gerçekten böyle mi olması gerekir? Bunun cevabını ben vermiyorum. Neden mi?Herkesin kendisine özel bir yaşam felsefesi ve prensipleri var. Yaşamınızın merkezinde ne varsa, bunu da hayat tarzınıza zaten yansıtmışsınızdır. O nedenle bu sorunun cevabı da zaten sizde mevcuttur.
En güzel günler sizlerin olsun.