Bana, Çorum Haber Gazetesi’nin 6 günlük baskısı hafta sonları ulaşıyor. Bu durum bazen olumlu, bazen de olumsuz sürprizlerle karşılaşmama neden oluyor.

Bu hafta olumlu sürprizlerle karşılaştım...

Gazetenin 25 Ekim 2018 tarihli sayısında, ailemizin iftihar kaynaklarından Erdem Çenesiz'in, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın başkanlığını yaptığı bir oturuma katıldığını okudum. Haberde, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı olan Erdem Çenesiz, büyüme hedeflerini aşacaklarını dile getirmiş.

Erdem Çenesiz, pozisyonu ile ilgili özel bilgileri ve sektörün beklentilerini oturumda aktarırken, akıldan çıkmayacak şekilde vurgu yapıyor; "İHRACAT OLMADAN, REFAH OLMAZ!"

* * *

29 Ekim 2018 tarihli gazetede ise; Mustafa Yağlı'nın Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmair ile resmi var. Yağmaksan Makina sahibi Mustafa Yağlı'nın Alman Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmair'in Ankara'daki toplantısına katıldıktan sonra:"Türkiye'de faaliyet gösteren 7500'ü aşkın Alman firmasının, ek yatırımlarla üretimlerini artırarak yollarına devam edeceklerini belirtirken Mustafa Yağlı, 'Almanya, 38,6 milyar Euro ticaret hacmi ile en büyük partnerimiz, siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi, her iki ülkenin menfaatine olacak' dedi." yazıyordu.

İşçi olarak Almanya'ya giden babası ile birlikte çocukken gurbete çıkan Mustafa Yağlı, babası gibi Almanya'da işçi olarak çalışmaya başlamış. Daha sonra yurda dönüp, sanayi üretimi yapan ve bu pozisyonu yakalayan şehrimizin övünç kaynaklarından biri olmuştur.

* * *

Gelelim başlığımıza...

Son günlerde gündeme gelen Dünyevileşmek kavramı beni üzerinde düşünülmesi gerektiği hissine sevk etti. Bu kavram nasıl algılayıp, nasıl ortaya koyacağımıza bağlı olarak çok farklı yorumlanabilir. Eğer Dünyevileşmeyi maddi hırslar yüzünden İslam'ın temel kurallarını çiğnemek olarak algılarsak bu inanılmaz kötü bir kavram olur. Ancak aynı kavramı çevremizin, ülkemizin, insanlığın faydasına olan değerler yaratmak için Dünyayı unutmadan çabalama olarak ortaya koyarsak bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalırız.

Dünyevileşmek kavramını bu şekilde ortaya koymak benim birçok kez kaleme aldığım, sahifeler dolusu yazılarımla anlatmaya çalıştığım İslam Âleminin Ekonomi ve Teknoloji alanlarında durmadan çalışması gerektiği olgusunu tek kelime ile özetliyor olabilir. Ancak bu sözü daha sade ve anlaşılır bir şekilde kullanmak gerekiyor. Nitekim “Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç de 1997 yılında Tahran’da yapılan İslam Konferansı Örgütü toplantısındaki konuşmasında özetle, " İslam en iyisi, ama biz en iyisi değiliz. Bunlar iki farklı şey ve her zaman onları karıştırıyoruz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kuran bize bunu emretmiyor mu? 'Hayırlı işlerde yarışınız.'diyor.” diyerek benzere önemli bir hatırlatmayı yapmıştı.

Zaten, Erdem Çenesiz'in vurguladığı," "İHRACAT OLMADAN, REFAH OLMAZ" görüşüne ve Mustafa Yağlı'nın anlattığı hedeflere ulaşma noktasında geri kalmamamız gerekiyor.

Neden? Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyata, Batının Afrika’yı işgalini şu çarpıcı sözlerle ifade ediyor, “Misyonerler Afrika’ya geldiğinde onların ellerinde İncil, bizim ise topraklarımız vardı. Dua edelim dediler. Gözlerimizi kapattık. Açtığımızda, bizim elimizde İncilimiz, onların ise toprakları vardı”. Bu çarpıcı sözlerden hareketle çürümüş batı propagandası yapmak yerine, rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in de dediği gibi batı ile sürekli rekabet halinde olmalıyız. Uyanık olmadığımız takdirde üretimde, ihracatta, keşif ve icatlarda söz sahibi olmaya ve refaha ulaşmaya seyirci kalırız.

Yarın, 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Devlet adamı Gazi Mustafa Atatürk’ün ebediyete intikalinin 80’inci yıldönümü. Bu vesile ile başta büyük önderimiz olmak üzere kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve kurtuluş mücadelemizin tüm isimsiz kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

En güzel günler sizlerin olsun.