Güne içimi ısıtan ve çok hoşuma giden bir haberle başlamak istiyorum.
Hindistan’da 850 bin kişi bir günde 50 milyon adet fidanı toprakla buluşturmuş.
Biliyorsunuz, atmosferdeki karbondioksit oranı her saniye daha da artıyor.
Önce ısınmak için ormanları kestik, sonra konut yapmak için, fabrika kurmak için, fosil yakıtlara ve madenlere ulaşmak için, en sonunda oteller, otobanlar yapmak için... 'Deniz bitti' derler ya, o lafı şöyle çevirmemiz lazım: "Orman bitti."
Kutupların erimesi, mevsimlerin kayması, atmosferdeki genel sıcaklığın birer ikişer derece sürekli artıyor oluşu hayatımızı karartırken; 11 Temmuz’da 850 bin Hintlinin ülkelerine 24 saat içinde tam 50 milyon fidan dikmesi muhteşem bir gelişme.
Dünya ve insanlık adına çok sevindim. Ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz.
Parklarda bir yaprak koparan insanlarla hep mücadele ederim. Bir gün spor yaparken ağaçlardan 10-15 yaprak kopartıp yere atan sporcu grubun önüne geçerek; “Gençler bu kopardığınız yaprakların havadaki karbondioksiti emip oksijen ürettiğini biliyor musunuz ?, Allah aşkına yeşile ve tabiata sahip çıkın” diye rica etmiştim.
Bir futbol sahasındaki çimlerin yılda 60 ton oksijen ürettiğini biliyor muydunuz?
Mehmet Bicik’in “Dünyayı Sarsan Olaylar “ adlı kitabını okuyorum.
İlk insandan günümüze kadar bir çok olaya şahit olmuş insanoğlu…
Her olay bir başka olayın meydana gelmesine neden oldu.
Olumlu ya da olumsuz her türlü gelişme, derinden etkilemiştir insanlığı.
Göçebe bir hayat yaşayan, avcılıkla ve toplayıcılıkla yaşamı sürdürmeye çalışan insanoğlu, yerleşik hayata geçti, medenileşti ve sayısız icat ve keşif gerçekleştirdi.
Ateşin kontrol altına alınmasından yazının bulunmasına, Buda’nın doğumundan son Peygamber Hz. Muhammed’in İslam’ı tebliğe başlamasına; ABD’nin kurulmasından 1. Dünya ve 2. Dünya savaşına; ilk insanlı uzay uçuşundan kopya koyun Dolin’e; Çernobil faciasından 11 Eylül saldırılarına kadar bir çok olay ve kişi, sonuçlarıyla tarihin akışını değiştirdi ve yeni gelişmelerin yaşanmasına yol açtı.
İnsanlık tarihinin binlerce yıllık birikimini, dünyayı sarsan en önemli olayları ve tarihte büyük izler bırakan insanları konu alan bu eser, dünya tarihinde bir yolculuk yapmanızı sağlıyor.
Dünyayı sarsan olayların bazılarını hatırlatmak istiyorum.
Ateşin keşfi, yazının bulunması, tekerleğin bulunması, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed ile dinlerin doğuşu, pusulanın bulunması, Kavimler Göçü, barutun bulunması, Haçlı seferleri, Yüzyıl savaşları, Matbaanın icadı, İstanbul’un fethi, Coğrafi keşifler, Rönesans, Reform, Fransız İhtilali, Aydınlanma çağı, Elektriğin icadı, 1 ve 2. Dünya savaşları, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan Atom Bombası ve bilgisayar’ın icadı gibi olaylar dünya tarihini ve insanlığı derinden etkilemiştir.
Dünya tarihinin kısa bir özeti olan “Dünyayı Sarsan Olaylar” adlı bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Yalıkavak’taki Halikarnas sitesinde rahmetli kanun üstadı Halil Karaduman hocamın eşi ve çocukları oturuyor. Halil hocamın Enes adlı oğlu da kendisi gibi kanuni olmuş.
Bir akşam Enes ve komşularla beraber çok güzel bir fasıl yaptık.O çaldı ben okudum.
Önce sözleri Siyami Özel’e, bestesi Nihat Adlim’e ait Hüseyni şarkıyı okudum.
Her seherde sen gelirsin aklıma, / Ufuklar çepçevre ağardığı zaman,
Bilsen nasıl çarpıyor kalbim, nasıl anlatamam!
Sen karanlık geceleri severdin, / Simsiyah gözlerin vardı,
Sonra elveda dedin bir gün, / Bütün ümitlerim karardı, / Nasıl anlatamam!..
Sonra Sözleri Hüseyin Rıfat Işıl’a bestesi Şerif İçli’ye ait Saba şarkıyı okudum.
Düş ben gibi bir aşka sadâkat ne imiş gör.
Vuslat demi beklerken o firkât ne imiş gör. (Vuslat=Kavuşma, Firkat=Ayrılık)
Yok yok güzelim düşme sakın öyle belâya,
Gel kalbime gir orda felâket ne imiş gör…