Nadir Aydın 1932 yılında Çorum/İskilip ilçesinde doğuyor. 1934 yılında ise babası Sorgu Hakimi Hulusi Aydın’ın Niksar’a tayini çıkıyor. 17 yıl Niksar’da yaşıyor. Çocukluk-gençlik yılları, en değerli anıları burada geçiyor. Yazar Hami Karslı “Niksar’da iz bırakanlar” kitabında Nadir Aydın’la da ilgili geniş bilgilere yer veriyor.

Niksar Nadir Aydın’ın çocukluk ve ilk gençlik yıllarına damgasını vuruyor. Kendisi “Niksar özlemi “ başlıklı yazısında “Sevgili Niksar, yaşamımızın en tatlı ve mutlu günleri yıllarca Sen’de geçti. Bize acı göstermedin! Sen’de büyüdüm. Sen’de yetiştim, hayata Sen’de hazırlandım. Benim için kutsal bir varlıksın.” demektedir. Adeta bir Niksar aşığıdır.

Niksar’da ünlü şairlerimizden Cahit Kulebi’nin de bazı bölümlerinde kaldığı aynı konakta kalıyorlar. Daha sonra Yayla Şenliklerinde Cahit Kulebi ile tanışmak kısmet oluyor. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Selçuk Erez’e yazdığı mektupda, Niksar’ı “Çocukluğumun Paris’i” diye tanımlıyor. İlkokul 4. sınıfta eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden ile aynı sınıfta okuyorlar. O dönemde başlayan arkadaşlıkları yaşamının sonuna kadar sürmüştür. Birlikteliklerinin en temel bileşeni ise, kuşku yok ki Atatürk Devrimleri’nin yılmaz savunucusu olmak ve Cumhuriyet değerleridir. Bu değerler çocukluğunun en güzel anıları ile harmanlanınca sevgi, saygı ve birliktelik bağı oluşuyor.

Ben kendisini Çorlu Devlet Hastahanesi Başhekimi olduğu dönemde tanıdım. Daha sonra da CHP’nin 3 dönem milletvekili olan Rahmetli Yılmaz Alpaslan’nın Atatürkçü Düçünce Derneği (ADD) başkanlığı yaptığı dönemde 1996 yılında birlikte dernek yönetiminde bulunduk. Tanıdığım günden beri yılmaz bir Atatürk sevdalısı, Cumhuriyet tutkunu bir kişilik olarak, belleğimizde iz yaptı. Kendisine Nadir Abi diye sesleniyorduk. O savunduğu değerleri en içten, yalansız ve riyasız yapardı. ADD yönetimin de olsun veya olmasın, hep yönetimdeymiş gibi sorumluluk duyar, ödünsüz çalışırdı.

Hiçbir anma, çelenk ve bayram törenini kaçırmaz, en temiz giyseleri ile daima toplulukta yerini alırdı. En son 4 ay kadar önce Bahçelievlerde evinin önünde karşılaşmıştık. Otuz yılı bulan dostluğumuz güzel bir anıyla noktalandı. Evinin altında gazete bayi vardı, Cumhuriyet ve Devrim Gazete’lerini kesintisiz okuyordu. O günde yine koltuğunun altında iki gazete vardı. Bana Devrim’i gösterdi “Yazılarını beğeniyorum, ilgiyle okuyorum, fakat arada kaytarıyorsun, sürekli yazmıyorsun” diye sitem etti. Doğrusu en son görüşmemizde beni hem sevindirmiş, hem de şımartmıştı.

Devrim Gazetesi Kurucusu Rahmetli Yılmaz Alpaslan, sağlığında Çorlu’da günlük görüştüğü en içten dostlarından biriydi. Günlük yanına uğrar, güncel konularda sohbet ederlerdi. Kendisi de bir dönem “Arada Bir” başlığı ile Devrim Gazetesi’nde aydınlanma yazıları yazdı.

2004 yılında, Rahmetli Yılmaz Alpaslan’ın vefatı onu derinden üzmüştü. Diğer yandan ölümün soğuk yüzü, onun en içten arkadaşına kadar ulaşması, çevresinde sevdiği insanların yavaş yavaş gidiyor olması, psikolojik burukluğa neden olmuştu. Sohbetlerine bunu ince ve anlamlı şekilde yansıtmadan edemiyordu.

Çevresindekilere sevgi ve dostlukla yaklaşırdı. Soyadı gibi aydın, yurtsever, demokrat, ödünsüz Atatürk ilke ve devrimlerinin bağımlısı, bir güzel insandı. Nadir Abi’nin iyilik, güzellik ve çağdaşlık için, 90 yıldır çarpan kalbi, geçtiğimiz Pazar günü durdu. Onu hep iyi insan olarak tanıdık, öyle de anacağız. Rahmet diliyorum, ışıklar içinde yatsın, sevenlerinin ve dostlarının başı sağ olsun.