İnsanoğlu, fiziki-bedeni ve ruhi yapısı ile insandır ve toplumsal bir varlıktır. Tek başına beşeri, sosyal ilişkilerden uzak, soyutlanmış olarak toplumda yaşaması mümkün değildir. Hatta hayvanlar bile bir arada yaşarlar. Bu durum, ilahi ve kalıtımsal bir vergidir. Bu içgüdü sebebiyle insanlar toplum içinde yaşamlarını sürdürürken, dostlar ve dostluklar edinirler. Bunun adı bazen arkadaş, bazen yar ve yaren, can ve canan olur. Elbette ki aradaki samimiyete göre isim alır.
Hz. Adem A.S. yaratılıp cennete konunca bütün cennet nimetlerine rağmen cennette bile kendini yalnız hissetti. Çünkü, dünya düzenine göre yaratılmıştı. Yüce Allah’tan kendisini anlayacak, onunla dost olup esenleşecek bir eş-arkadaş olacak birini istedi. Hz. Allah cc. Hz. Adem’in ve ilahi takdir doğrultusunda Hz. Havva’yı Hz. Adem’in bedeninden ona eş olarak yaratmış ve insanların çoğalmasını temin etmiştir. Bu husus Kur’an’da Nisa (kadınlar) suresinde birinci ayette anlatılmaktadır. Nisa Suresi 176 ayettir. “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten, yaratan, ondan da eşini yaratan, ikisinden insanlığı çoğaltan rabbinizden sakının” şeklinde açıklanmaktadır.
Buradan hareketle, insan eşsiz dostsuz ve arkadaşsız olamaz. Öyle ise, dost nedir, nasıl olmalıdır, dostsuz yaşanmayacağına göre kimleri dost edinmeliyiz.
Kelime anlamı, sevilen, güvenilen, emin, yakın arkadaş, candaş anlamında olup, düşmanlığın zıddı demektir. Aşık Veysel’in “dostlar beni hatırlasın, şu dünyada en büyük varlığım dostlarımdır” sözü dostlukta sadakati ifade eder. İnsan ünsiyettir. Ünsiyet ise dostluktur. Gerçek dost, her yönüyle güvendiğin, dayandığın, esenleştiğin, varlığından yanında bulunmasından mutlu olduğun, yokluğunda özlem duyduğun, seni iyi kötü bütün ahvalinde kabul edip hoş gören, sırları koruyup yanında olmadığın her zeminde senin müdafaanı yapabilen, onlara yedirmeyi, içirmeyi sevip bundan zevk aldığın, onlar senin, sen onların hakkında asla kötülük düşünemediğin insan ve insanlara dost denir. Ve bunlarla dost olmak insanı sonsuz mutlu eder.
Şimdi, gerçek dostluğu ifade eden bu konuda söylenmiş sözleri ifade edelim.
Yüce Allah cc. Kur’an’da, ekonomik, siyasi, sosyal ve hukuki açılardan dolayı zaruretler dışında kafirlerin dost edinilmesini, mecburi hallerdeki dostluklarda ölçülü olunmasını Nisa Suresi 144. ayetinde “Candan dostluklarınızı, inananlarla kurun. Aleyhinizde ileride delil olacak bilgi ve belgeli hususları gizli tutun” buyurmuştur.
1. Dost güldürür, düşman ağlatır.
2. Dost başa, düşman ayağa bakar.
3. Dost kara gününde belli olur.
4. Hayalde gör, düşte gör, dostunu dara düş te gör.
5. Dost acı söyler, ama doğru söyler.
6. Dostun attığı taş baş yarmaz. Ananın bastığı civciv ölmez
7. Dost dostun zararını istemez. Dostluk başka alışveriş başkadır.
8. Dostun dosta merhameti, ananın evladına olan merhameti gibidir.
9. Dostunun yanında cennette, düşmanının yanında cehennemde gibisindir.
10. Tecrübeden geçmeyen dost çetin ceviz gibidir. Kırılmadan bilinmez.
11. Dostluk mantar yemeğine benzer. Yenilmeden anlaşılmaz. (Çin atasözü)
12. İyi dosta sahip olmak, Allah’ın o insana en büyük lütfudur. (Voltaire, Fransız bilgini)
13. Dost dostun kendisini bile sever.
14. Yoluna post olmayana dost denmez. (Atasözü)
15. Dost ilaç gibidir. Gördüğünde hastalığını unutursun, yanında huzur bulursun.
16. Gerçek dost huzur hazinesidir. Sana mutluluk verir.
17. Gerçek dostluk ölümden sonra da devam eder. Ölmekle unutulmaz, hayırla yadedilir.
18. Kötü niyet üzerine gerçek dostluk kurulmaz.
19. Gerçek dostun kaybı, hazinenin kaybından acıdır.
20. Gizli düşman olduğu gibi, gizli dostluklar da vardır.
21. Dostluk nazlı çiçeğe benzer. Okşarken incitmemelidir, solabilir.
22. Yemek içmek bedenin, dostluklar da ruhun gıdasıdır.
23. Düşmanın taşı hiç bana değmez, ille de dostun gülü yaralar beni.
24. Cihanda az bulunur bir yanı sadık, dost sandıklarının çoğu çıktı münafık.
25. Dostluklar kader gibidir, bilinmez. Kaderi bilinseydi yeryüzünde dostluk kalmazdı.
26. Herşeyin yenisi, dostun eskisi kıymetlidir.
27. Herkesle dost olanın dostu yok demektir.
28. Süfli menfaatlere dayanan dostun, dostluğu kediye benzer, fareye değişir.
29. İnsanlara, ateşe dost olduğun gibi ol. Ne yak ne de yandırılma.
30. Saygısızlık kötüdür. Dosta hiç yapılmaz.
31. Saygı dostluğun libasıdır. Saygı kalkarsa dostluk çıplak kalır.
32. Bin dost az, bir düşman çoktur. (Çin atasözü)
33. Dünyada şu dört şeyi çok az bulursun. A-tamahsız alim, b-riyasız amel, c-helal lokma ve d-sadık dost.
34. Müslümanın müslümandan başka dostu yoktur.
35. Allah için dost olanlar, mahşerin sıkıntılarından emin olur.
36. Dostuna ölçülü ol. Sırrını açma. İleride düşman olabilir. Düşmanına katı olma, ileride dostun olabilir.
37. Kişi dostuna sevgisini, onun adını evladına vermekle yaşatır.
38. Dili tatlı, eli açık, af ve hoşgörüsü çok olanın dostu da çok olur. Dili dikenli, eli sıkı, affı olmayanın da düşmanı çok olur.
39. Hayat, ömür yarımdır. Dostluklar onu tamamlar, bütünler.
40. Gerçek dost derde deva, borca eder, hastalığa şifa olan ilaç gibidir.
41. Marifet dost kazanmaktır. Düşmanı anamız da doğurur.
42. Dostun evini süpür ki, düşmanına muhtaç olma.
43. Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna, dostu söyler dostuna, doldurur postuna.
44. Dostun dikeni, düşmanın hançerinden çok yaralar.
45. Kambersiz düğün olmaz, dostsuz boğaz olmaz.
46. Ağacı çok olan köyün mezarı az olur. Dostu çok olanın gamı az olur.
47. Ateşi su söndürür, dostluğu hile.
48. Abdaldan dost, tahtadan post olmaz.
49. Dost olursan kara gün dostu ol.
50. Dostlukları ihanet, milletleri hıyanet yıkar.