Günümüzün en moda sözü kuşku yok ki “Faiz sebep-enflasyon sonuç” deyimidir. Bu tezi ile dünya ekonomi bilimine katkıda bulunan(!) dünya liderimizin, veciz sözü baz alınarak pek çok, sebep şu - sonuç bu deyimi türetilmiştir. Bizim somut değerlendirmemiz ise, buradan yola çıkarak, “tek adam ucube rejimi sebep - açlık yoksulluk, pahalılık sonuç” şeklindedir.

Ekonomi bir bilim dalıdır. Belli kuralları vardır. İn dediğinde faiz inmiyor, ya da baltayla veya emirle de inmiyor. Dolar da öyle, söz dinlemiyor, asi…Dur diyorsun durmuyor. Onun da ekonomi bilimine göre kuralları var inmesinin veya çıkmasının. Gerçek olan doların her yükselişi, birilerini sevindirir, ceplerini doldururken, birilerinin de ocağına ateş düşürüyor.

Ekonomi biliminde dolar, faiz, enflasyon, pahalılık aynen bir tahterevalli oyunu gibi, dengeleri koruyamazsan biri yükselirken diğeri düşüyor. Önce rejimin adını koymak lazım. Kapitalizmi yeniden keşfedecek halimiz yok. Kapitalist ekonominin kendi değer ölçüleri var. Kapitalizmin gemisine binip de İhvancı şarkılar söyleyerek, alaturka bir İslami ekonomik model kuramazsınız. Sonuç da dinsel söylemlerle ve baltayla, belki iki-üç ay faizi düşürebilirsiniz, fakat üç ay sonra eskisinden de beter faiz yine yükselir.

Ekonomi bilim adamları, aynı düşünceleri dillendirmeye başladılar. Ekonomi ile nas suresini birbirine karıştırırsanız üç ay sonra şapka önünüze düşer. Bu süreçte de bir inat uğruna dolar alır başını gider. Dolar vurguncuları vurgununu yapmış olur. Alçak sürünmeye mahkum dar gelirli kesim de, artık bırakın sürünmeyi, yere yüzü koyun kapaklanıp cansız kalır. Türk ekonomisi şu an bu süreci yaşıyor.

Dünyanın en yoksul ülkeleri deyince akla hemen Afrika Ülkeleri gelir. Üzülerek belirtelim Türk Lirası Afrika ülkelerinin gerisine düştü. 1 Aralık tarihli Sözcü gazetesinin 6. Sayfasında Mehtap Ertürk’ün haberine göre; “Dünyanın en yoksul ülkelerinin bulunduğu Afrika kıtasında...20 Afrika ülkesinin içinde TL karşısında en fazla yükselen yüzde 107 ile Zimbabwe Kvaçası, en az yükselen ise yüzde 40 ile Etiyopya Birr'i oldu... Mozambik para birimi New Metical, Lira karşısında yüzde 103…Angola para birimi Kwanza, Lira karşısında yüzde 95…Gine Frangı yüzde 84, Uganda Şilini yüzde 78 değer kazanmışlar.”

Tek adam ucube sisteminin ülkeyi getirdiği nokta açısından, bundan daha çarpıcı bir tablo olabilir mi?

Asıl zurnanın zırt dediği yere gelelim. Doların yükselişi kimin işine yaradı? Kimleri vurdu? Bankalar, müteahhitler, köprü ve tünellerden araç geçiş garantisi olanlar, şehir hastanelerini dolar bazında, hasta garantisiyle yapanlar, vb…kazandılar. Ceplerini doldurdular. Kimler kaybetti? Dolar bazında geçiş garantili yollara, tünellere, köprülere, hasta garantili hastahanelere vergileri ile ödeme yapan halkımız ve dar gelirli, işçi, emekli, memur kaybetti. Enflasyonu emirle %19 gösterip, halka vergileri %36,2 zamla ödetmek hangi kitapta yazıyor?

Olan yine yoksula oldu. “Varsılın kağnısı dağları aştı, yoksulun kağnısı düz ovada şaştı”

Dolarla varsılın cebi dolmakla kalmadı, doldu da yerlere taştı.