Bütün canlılar doğar, yaşar ve vakit tamamlanınca ölür.

Her doğan ölecek, ölüm acısını tadacaktır.

Bu acı bazıları için kolay geçer; bazılarında ise bacanın içinden dikenli çalı geçercesine etrafını yarar yıkar da öyle geçer.

“Ölüm sevdamdır” diyor bir düşünür.

Ölümü sevda gibi karşılayanlardan oluruz inşallah.

*

Kimileri bir saat bile yaşayamazken, kimileri 100 yaşını aşıyor. İslamı hakkıyla yaşayan, abdestli-namazlı, Kuran’lı bir ömür yaşayabilene ne mutlu. Tabii ki Rabbimiz nasip ederse…

Evlere güneş girercesine giriyorsa, insan için en büyük bahtiyarlık bu olsa gerektir.

Doğduğumuzu nasıl biliyorsak, vakti gelince öleceğimize de öyle inanıyoruz elbette. “Allah için namaza, meyyit için duaya” denildiğinde, cemaati çok olanlardan oluruz inşallah ve çoğunluğu ağzı dualı kullardan olur inşallah.

Cemaat tabutu omuzlamadan önce, cenaze namazını kıldıran Hoca Efendi, üç defa “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye seslenir. Kul hakkı, eş hakkı, komşu hakkı, hayvan hakkı helal edilmeyen mevtalardan olmayız inşallah.

Rabbike dinike…Rabbim Allah, dinim İslam, peygamberim Hazreti Muhammed Mustafa…Geceleri Peygamberimizi rüyalarımızda görme bahtiyarlığını nasip et Yarabbi! Peygamber Efendimizi rüyasında gören, hakiki İslam’ı yaşayan insan, O’nunla yanyana olurmuş. Sanki 4 halife de yanıbaşında…Dualar edilir, af dilenir Yüce Mevla’dan…

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.