(Yine 7-8 yıl öncesinden ve o günden bu güne ışık tutması bakımından bir yazı daha.)

“Doğalgaz’da sıkıntı, İran vanaları kapattı, Rusya ek gaz vermiyor”…
Bu ve benzeri haberleri her kış duyarız. Yani aslında bu her kış yeniden oynanan bir oyundur. İran’ın depolama yaparak bu işin önlemini alması gerekir, ama şark kafasıyla ticaret ancak bu kadar oluyor. Hadi İran yapmıyor ama biz neden yapmayız, onu da anlamıyorum.
Başbakanın ricası sonucu İran pazartesiden itibaren gaz vermeyi taahhüt etmesine rağmen havaların çok soğuk gitmesi dolayısıyla henüz bu yönde bir gelişme olmadı. Paranla rezil olmak diye buna denir herhalde
Biz doğalgaza her şeyimizle bağlıyız. Elektriğimizin bile yarısı doğalgazla üretiliyor. Yani bu demektir ki gaz gelmediği zaman sanayimiz felç olur. Evlerde insanlar donar, hastaneler hizmet veremez hale gelir. Yani elektrikle ısınmamız bile mümkün olmaz. Bu doğalgaz depolama işi acilen yapılmalıdır.
Bir de özel sektörün doğalgaz bulmasını teşvik etmek için “Özel sektör doğalgaz bulursa, yurt dışı fiyatından %10 fazlasına alınır diye bir kanun çıkarılmalı. Böylece ya özel sektör doğalgazı bulur, ya da biz Türkiye’de hakikaten doğalgaz olmadığına ikna oluruz.
Yine bu konu kadar önemli olan bir şey de binaların mantolanmasıdır. (Yani tecrit yapılması) Bu yapılırsa kışın yakıt sarfiyatı, yazın da klimaların elektrik sarfiyatı asgari düzeye inecektir. Yakıt sarfiyatı azalınca hava kirliliğinin azalması da avantaj olacaktır.
Çıkartılacak bir kanunla binalara mantolama yapmak için bütün bankaların orta ve uzun vadeli düşük faizli krediler vermesi temin edilmelidir. Vatandaş da yakıt masrafının azalmasıyla bu ödemenin nerdeyse yarısını karşılamalıdır.
Yoksa İran temcit pilavı gibi bu işi her kış önümüze getirir durur. Bir gün de pilav kazanın dibine tutarsa işte o zaman vay halimize.
Vaktinde bu işlere çözüm getirilmezse, ‘akılsız baştan sefil taban ne çeker’ durumları oluşur. (14.01.2008)

OL

Çocuklar gibi saf
Yağmur gibi bereketli
Toprak gibi verimli
Ana sütü gibi temiz (ol)

Güle bakan bülbül gibi
Leyla’sını seyreden Mecnun gibi
Dağları delen Ferhat gibi
Denize koşan ırmaklar gibi (ol)

Sıtma tutup titrercesine
Gülbahcesine girercesine
Yavuklusunu severcesine
Şehitlik şerbetini içercesine şerefli (ol)
03.11.2007

Saygı ve sevgilerimle.