“Türban Neyi örtüyor?” adlı yazımızda öğretilmiş çaresizlikten yola çıkarak konuyu irdelemeye çalışırken şöyle demiştik…

“Türban örtene de örtmeyene de bu gerçekleri anlatması gereken siyasi yapılar (parti, sendika, dernek) kendilerine öğretilen çaresizlikten kurtulmadıkça, vatanın birliğinin ve milletin istiklâlinin tehlikede olduğunu kavramadıkça daha çok yapay virüs ve çakma gündemlerle zaman kaybedilecektir. Bu gerçeğin idrak edilmemesi, milletin  ve vatanın bölünmez bütünlüğünün temeline dinamit koymakla eşdeğerdir.”

AKP iktidarı türban konusunda kendi tabanına gerekli mesajları verdikten sonra muhalefetin uysallığı karşısında yeni bir çakma gündemle sahneye çıkmıştır. “Üniversite öğrencisi kız ve erkek öğrenciler aynı evlerde kalıyorlar”…

Erdoğan tarafından piyasaya sürülen her çakma gündeme sazan balığı misali atlayanlar için bundan daha iyi sakız olamazdı. Erdoğan’ın akşam gördüğü rüya üzerine tartışma programları yapan ve kitlelere çakma gündem zerk eden medya işbaşındadır…

Yeter mi?  Yetmez…

Sosyal paylaşım ağlarında bir kıyamet, bir kıyamet ki demeyin gitsin… Toplumun hemen her kesimi bu yapay gündemin sakızını çiğnerken Türkiye’nin bölünmesi için yazılan senaryonun plan, plan çekimine devam edilmektedir.

İç çekim: Yer, Diyarbakır…

Konu: Düğün… Yirmi çiftin nikâhı kıyılırken, her halde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve Barzani sever Osman Baydemir tarafından, şahitler Erdoğan ve Barzani…

Oyuncular: Erdoğan, peşmerge Barzani ve bol miktarda figüran…

Müzik: Şivan Perver&İbrahim Tatlıses…   

NOT: Bu çekim bütün televizyon kanalları tarafından anında yayınlanarak öğretilmiş çaresizlik konusunda yeni bir toplum mühendisliği projesi hayata geçirilmiştir.

Gelinen durumu Erbil’deki Selahaddin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Barzani,  Anadolu Ajansı muhabiri Salih Bilici’ye yaptığı açıklamada  özetlemektedir.

“Ziyaret tarihidir. Çünkü Diyarbakır, Kürtler için sembol bir kenttir. Türkiye, Irak, Suriye ve İran Kürtleri aynı millettir. Barzani’nin ziyareti, bütün Kürt halklarına bir katkıdır. Barzani, eğer yerel Kürt elbiseleriyle Diyarbakır’a giderse bu, çok önemli bir mesaj olur”…

Yerel giysilerle geldi mi? Geldi…

Yani, ziyaretin hedefi, Türkiye, Irak, Suriye ve İran Kürtlerini bir çatı altında birleştirmekmiş... Düğün, şarkı, türkü işin örtüsü…

22 ülkenin sınırlarının yeniden çizilmesi olan BOP bağlamında Türkiye’nin bölünmesi için yapılan bu hamle karşısında tepki göstermesi gereken yapılar kendi öğretilmiş çaresizlikleriyle baş başadır… “Kim bunlar?” diye soranlar varsa, “sağdan say, soldan say… Ortası çamur yandan gel…” diyelim de arif olan anlasın… Anlayanlar da anlamayanlara söylesin… Malum okuyan yazandan arif gerek, derler…

Yapılan nikâh töreni kimin düğünüdür? Bu nikâha BDP/PKK’nın kem küm etmesinin sebebi ise rolünü Barzani’ye kaptırma endişesidir. 

Esas film ise Brüksel’de çekilmektedir.

Dış çekim: Yer, Brüksel… NATO

Yapımcı, senarist, yönetmen ABD…  Yönetmen Yardımcısı: AB…

Konu: Irak Bölgesel Yönetimi (IKBY) Peşmerge Bakanlığı, NATO tarafından ilk defa düzenlenen bir konferansa katılmaktadır.

Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü, siz bunu Savunma Bakanlığı olarak okumalısınız, Cebar Yaver, Brüksel’deki konferansta, “Kürt bölgesinin askeri gücünü temsil edecektir.

Birçok ülkeden askeri komutanların katıldığı bu konferansta, “NATO’nun Ortadoğu ve Afrika’daki Rolü, Terörle Mücadele ve NATO ile Federal Irak’ın İlişkileri” konuları görüşülecektir. Konferansın Irak oturumunda ise özellikle son zamanlarda ülkede yaşanan şiddet olaylarının ve bunları önlemeye yönelik çözüm önerilerinin masaya yatırılacağı belirtilmiştir.

İşbirlikçi medyanın bu konuyu topluma duyurması iş tanımına aykırıdır. Haber veremezler… Haber veren de çıkarsa eğer ara da bulasın iç sayfalarda…

Irak Bölgesel Yönetimi’nin NATO konferansına davetini yorumlayan Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, bunun Kürt devletinin zımnen de olsa tanınması anlamına geldiğini ifade etmiştir.

Tantan, “Kürt devleti kuruldu. Bundan sonra açık bir şekilde kurdurulmasa dahi bunun güvenlik politikaları bakımından NATO gibi oluşuma dâhil edileceğinin alt yapısı olarak görülüyor” demiştir.

NATO’nun konsept değişikliğine uygun hareket ederek bu oluşumdan faydalanma yoluna gideceğinin altını çizen Tantan, yaşanan gelişmelerin hükümetin PKK ile pazarlık masasına oturmasının bir sonucu olduğunu savunarak, “Hazar havzasında, Afrika ve Asya kıta eksenli operasyonlarda kullanılabilir. Türkiye inisiyatifini kaybetti. PKK ile masaya oturtulması, Irak’la ilişkilerin geliştirilmesi, Suriye’deki politikalarının yanlışlığı dikkate alındığında Suriye merkezli üçlü paralel devlete doğru zımnen gitti” diye konuşmuştur.

Gelinen nokta tüm Ortadoğu için yaşamsal önem ve değerdedir.

Bu konuyu toplumu gündemine taşıyarak bilgilendirmesi gereken siyasi partiler ise durumun yaşamsallığı karşısında, o da milletvekili ya da genel başkan yardımcısı ağzından geçiştirmekle meşguldürler. Sendikalar ve dernekler mi dediniz? Buradan ve oralardan duyulmuyor efendim…

Yapar gibi yapıp, durumu geçiştirmek, “gibi yapmak” deriz ya… Aynen öyle… Dedik mi dedi hesabı bir haberin eteğinde bir paragraflık bir açıklama… Yerseniz…

Bütün bunlar dehşetle olup biterken vatanın birliğini, milletin istiklalini savunduğunu söyleyenler ise ne yazık ki milli bayramlar ve 10 Kasımlarda yapılan etkinliklerle durumu geçiştirmekte olduklarının acaba farkında mıdırlar?

Evet, son 10 Kasım’da büyük önder Atatürk için Anıt Kabir’e yapılan ziyaret sayısı bütün zamanların rekorunu kırmıştır. Gelin görün ki rekor kıran bu kitleyle yapılacak bir anket yukarıda anlatmaya çalıştığımız konudan habersiz olduklarını gösterecektir. İnanmazsanız sosyal paylaşım sitelerinde nelerin paylaşıldığına bakınız. 

Bu sonucun sebebi “öğretilmiş çaresizlik” denen habis ur toplumun her renkten virüslerle millete şırınga edilmesidir.

Çare, Türk milletine gerçek gündemi anlatacak yapıların inşasıdır. O yapının özü Milli Birleşik Cephe’dir. Gerisi teferruat…