Bedende yürek-kalp ne ise, dinde de samimiyet odur. Katıksız iman, kuşkusuz inanç, tertemiz amel samimiyettir. İnsanlar, hele hele müslümanlar, hayatları, yaşantılarındaki muameleleri ile bu samimiyeti yaşamadıkları müddetçe dünyada da, ahirette de asla huzur bulamayacaklardır. İçtenlik yüreği ile iş görenler, saf bal gibi temiz inancı olanlardır.

İslamın özü ihlastır, samimiyettir. Emredildiği gibi doğruluk üzerine hayatı dizayn etmektir. R.SAV. en meşhur sözlerinin birinde sahabilerine, peşpeşe, üç kere; “Ey ümmite ashabım. Din samimiyettir, din samimiyettir, din içtenlikle inandığını yaşamaktır” buyurmuştur. (Müslim, İmare 152)

*

Bu samimiyet; ibadetlerimizde, toplumsal hareketlerimizde, ikili ilişkilerimizde, aile içi ve aile dışı muamelelerimizde doğru-dürüst, hakça davranmadır. Sözümüzle, özümüzle bir olmaktır. Göründüğümüz gibi olmak, olduğumuz gibi görünmektir. Hiç kimsenin olmadığı yerlerde suç işlerken, insanlar görmüyorlarsa, Allah da mı görmüyor, melekler de mi yazmıyor, kameralar da mı filme almıyor diyerek derhal o kötülükten vazgeçmektir ihlas ve samimiyet.

Hak ve adalet üzere olmaktır. İçtenlik, ne kadar iyilik ve güzellikler varsa onları yaşamımıza yansıtmaktır samimiyet. Bütün dünyevi ve uhrevi işlerimizde, hal ve hareketlerimizde her türlü davranışlarımızda ulu Allah’ın rızasını gözetmektir ihlas ve samimiyet. İhlasla yapılmayan işler, içine sirke katılmış bala benzer. Ondan bir fayda gelmez. Riya, gösteriş için yapılan işler ise içine zehir katılmış bala benzer. O amel asla kabul edilmez.

Görünüşte baldır ama içi zehirdir. İhlassız, samimiyetsiz yapılan işler, muameleler, hareketler, ibadetler de aynen zehirli bal gibidir. Dıştan görünüşü çok güzeldir ama içi riya ve gösteriş için yapıldığından hiçbir hükmü yoktur. Onun için Allah rızasını ön plana alarak hareket etmeli, ibadetlerimizi hayır ve hasenatımızı, riyadan uzak, samimi bir duygu ile Allah rızası için yapmalıyız. Yoksa emekler boşa gidecektir. Desinler için yapılan her türlü işler hiçbir anlam taşımaz. İslam’ın özü, temeli hür irade ile sağlam inanç ve yürekten ihlas ve samimiyetle yapılan ameli salihtir. Bugün ortalıkta görünen, sözünün sebatı amelinin ihlası olmayan işler yaygınlaşmışsa, kimsenin kimseye güveni kalmamışsa, bunun sebebi insanlarda samimiyetsizliğin topluma hakim olmasındandır. Özellikle de makam, mevki sahibi olanlar, zengin, alim, duayen, itibarlı görünümlü kişilerin samimiyetsiz davranışları, topluma örnek olan insanlar olmaları nedeni ile büyük yıkıma neden olmaktadır. En güvendiğin adam bunu yaparsa, cahil cühela ne yapmaz gibi toplumda yanlış yargılar oluşmakta ve toplum ahlaken çökmektedir. İşte bunun ana sebebi ise insanlarda ihlas ve samimiyetin olmayışındandır.

*

Çare nedir?

Çare Allah ve resulünün emir ve tavsiyelerine fiilen geri dönmek ilmiyle amil hilmiyle kamil bütün efal ve harekatımızda ihlaslı ve samimiyetli olmamız, çocuklarımıza, gençlerimize ve diğer insanlara müsbet yönde örnek, yani model olmamızdandır. Yüce Allah bu konuda ne buyuruyor bir bakalım:

-Andolsun, yemin olsun ki, resulüllah SAV. sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar için, Allah’ı çok zikredenler için en güzel bir yaşam örneği (önder ve rehber)dir. (Azhap Suresi 21. Ayet)

-Şeytan Allah’a isyanında; ‘yaptıklarını Allah için yapan kulların hariç hepsini azdıracağım. Çünkü Allah için yapanlara gücüm yetmez’ (Zümer 14, sh 459)

-De ki ya Muhammed SAV. Ben Allah’a katıksız ihlas ve samimiyetle ibadet etmekle emrolundum. (Mümin-gafir 41.ayet)

-Siz Allah’a yürekten dua ederseniz Allah onu kabul eder, bu kafirlerin hoşuna gitmez.

-Hz. İbrahim’in, oğlu Hz. İsmail’i kurban ederken, ey babacığım, çöz ellerimi, böylece Allah’a isyan etmiş olurum, emrolunduğun işi yap. İşte boynum, kurban et, dedi. (Saffaf 102, sh 448) Bu, ihlasın özüdür.

-Yürekten Allah’a iman eden ve bu inancını fiilen yaşayan samimi, ihlaslı mümin kullarımın Allah katındaki yeri ve mükafatı, içinden ırmaklar akan ve orada devamlı kalacakları Adin cennetidir. Çünkü, Allah onlardan onlar da Allah’tan razı ve hoşnut olanlardır. Bunlar Allah’a saygı gösterenlerdir. (Beyyine Ayet 8, sh 598)

*

Demek ki, ihlas ve samimiyeti özetlersek, ihlas ve samimiyet;

-Her işi Allah için yapmaktır.

-Amelin az olsun ama ihlaslı Allah rızası için olsun.

-Niyete riya karışmaz. Niyetine göre iş yap, ihlaslı olsun.

-Şeytan herkesi kandırır, ama ihlaslıları asla kandıramaz.

-Hz. İsmail’i kurban olmaktan Allah’a olan itimadı ve ihlası kurtarmıştır. Allah ona koç kurbanı göndermiştir.

-İhlas, Allah’ın narına, ateşine razı olana nurunu göndermesidir. Hz. İbrahim’i ateşin yakmaması gibi.

-Kim Allah’tan korkarak hareket ederse, Allah bütün mahlukatını ondan korkutur. Yani herkes Allah’tan korkandan korkar.

-Kim Allah’a isyan ederse, her şey ona isyan eder. Belalar asinin üzerine yağmur gibi yağar.

Allah cümlemize yürekten söylenen söz, temiz düşünen öz, hakikati gören göz ve ihlas ve samimiyetle ibadet eden beden ve ruh nasip etsin.