ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

İslam ahlakının esaslarından olan ve insan onurunun korunmasında önem arzeden bir husus da, insanların özellerinin korunmasıdır.

İslam ahlakında kişiler, aileler ve toplum; birbirleri hakkında kötü zan, sürzan, art düşünce beslememeleri, kimse kimsenin gizli hallerini araştırmamaları ve günahlarını açıklamamasıdır. Çünkü bu husus, toplumun huzurunu ve emniyetini temin eder. Güven ve emniyeti yıkar. Herkesin birbirine potansiyel suçlu gözü ile bakmasına sebep olur. Bunun sonucu yargısız infaz denilen bilgisizce, “köroğlu gözün kör olsun” şekline dönüşür. Bu hal ise, toplum huzurunu dinamitler, yıkar.

Bunun için İslam’da özel hayatının gizliliği, herkesin özeli kendine aittir. Açıklanamaz. Ancak, bu kötü haller şahıslara zarar veriyor, toplumu yakinen ilgilendiriyor ise o zaman bu kişilerin zararlarından korunmak, zararı önlemek için ve mahkemede hakim huzurunda şahitlik yapmak gerekir. Bu haram değil bir emir ve görevdir.

Bu konuda Hz. Ömer R.A. hazretlerine atfedilen ilginç bir olayı da arzetmeden geçemeyeceğim.

Hatırımda kaldığı kadarı ile, Hz. Ömer R.A. hazretlerinin halifeliği, devlet başkanlığı zamanında yeni müslüman olmuş sanıyorum bir Yahudi alimi hatta allame-ordunaryuz profesör içki tiryakisi bir türlü içkiyi bırakamıyor, gizli gizli gece evinde içermiş. Bu durumu izleyen jurnalcılar, ispiyoncular durumu Hz. Ömer’e iletiyorlar. Hz. Ömer dini gayreti, dini kuralları uygulamada kararlı bir yönetici. Kendi öz oğlunun içki içtiğini tesbit edilmesi sonucu oğluna had, deynek cezası uygulanıyor. 80 deynekte oğlu ölüyor. Yüz deynek cezası veriliyor ve geriye kalan 20 deyneği de ölüsüne vurdurduğu menakıp kitaplarında bildiriliyor.

Olayın olup olmadığını tam bilemiyoruz ama, Hz. Ömer’in titzliğini çok iyi biliyoruz. Çünkü bu konuya -adalete- ail birçok kesin örnekler var.

Hz. Ömer R.A. kendisine haber verilen, gizli gizli evinde meclis kurup içki çien alim zatı takibe alıp bir gece adamın evini basıyor. Evin etrafı duvarla çevrili, kapı kilitli, merdivenle duvardan atlayıp adamın evine giriliyor ve kişi cürmü meşhud suçüstü yapılıyor. Hz. Ömer İslam hukuku kuralları, şeriat kanunlarına göre 1-İçki içtiği için 80 deynek had cezası veriliyor. Adamı toplumda teşhir, sokak sokak şehirde başı traş edilerek aleme teşhir edilerek ceza veriyor. Bu cezaya çarptırılan allame kişi Tevrat’ı, İncil’i ve Kur’an’ı en iyi bilen ve yorumunu yapabilecek ilme sahip bir kişi. Hz. Ömer’e, kendisine verilen cezaya karşı itiraz ediyor ve Hz. Ömer R.A.ya diyor ki; “Ey halifeyi ruyu zemin, ey yeryüzünün adil halifesi bana verdiğin ceza adil bir ceza değildir. Şu şu açılardan yanlıştır. Şöyle ki; Ben yüreğim yandığı halde içkiyi bırakamıyorum, içiyorum. Ama azimliyim, kararlıyım, rabbimin huzuruna bu konuda tevbe etmiş olarak gideceğim. Ben içki içmekle bir suç işledim ama, siz bana verdiğiniz cezada 3 hata yaptınız. Yanlış hüküm verdiniz. 1) Benim evimi bastınız, kapıdan değil bacadan duvardan atlayarak girdiniz. Bu Allah’ın ayetine aykırıdır. Çünkü (Nur suresi sh. 351-52 ay, 27-28) yüce Allah buyurur ki; ‘Ey inananlar! Kendi evinizden başka evlere gireceğiniz zaman hane sahibinden izin alın ve selam vererek evine girin. Bu sizin için daha hayırlıdır. (27) Orada kimseyi bulamadıysanız veya izin verilmedi ise içeriye girmeden geri dönün. Bu sizin için nezih bir davranıştır. Allah sizin yaptıklarınızı en iyi bilir.’ (28) buyuruyor.

SÜRECEK