YA BENİM DEDİĞİM ÇIKARSA? (Hz. Ali)

Ahireti inkar eden ateistlerin ve münkirlerin bu sapıklıklarını akıl ve mantık kuralları ile reddettikleri gerçeğini anlatan örnekler:

1.Hz. Ali R.A. hazretleri, Dheri (Dehri, dünyanın kendi kendiliğinden olduğunu, herşeyin bir tesadüfle olduğunu, dünyanın, kainatın yok olması, kıyametin kopması ve ahiretin olmayacağını savunan, herşeyi akıl ve mantıkla görerek inanılacağını, görünmeyenlerin yok sayılacağını kabul eden filozoflardan aşırı inkarcılarına verilen isimdir) ile bir münakaşaya, bir ilmi tartışmaya giriyorlar. Dehri; ahireti inkar ediyor. Hz. Ali R.A. ise, “Dünya varsa ahiret te vardır. Madem ki akıl ve mantık herşeyin cevabını buluyor, dünyada herşeyin bir başlangıcı bir de sonu vardır. Dünyada neye bakarsanız bakınız bunu görürsünüz. Doğan ölür, ekilen biter, biten yoktur. Ağaçlar kurur, fidan dikilir, büyür, sonra kurur, ölür. Dünyadaki varlıkların tamamı bu kurala göre hareket eder. Demek ki Dünya da sonradan var oldu. Onun da bir sonu vardır. Bunun adı kıyamet ve ahirettir” diyor Hz. Ali. Kur’an ayetlerini sıralıyor Dehriye. Dehri, “Ben ayetleri haşa kabul etmiyorum ki onu bana kanıt olarak sunuyorsun” diyor. Hz. Ali, akıl ve mantık kurallarını deneylerle ve örneklere Dehriye unuyorsa da Dehri inkarında ısrar edince Hz. Ali inkarcı Dehriye; “Son söz olarak sana şunu soruyorum. Bana net bir cevap ver” diyor. “Sen diyorsun ki bu dünyanın sonu yok. Ahiret de yok. Bu dünyada herkesin yaptığı yanına kalacak. Yaşam sadece bu görünen dünyadan ibarettir diyorsun. Öyle mi?” diyor. Dehri de “Evet” diyor. “Yani ahiret yok diyorsun, öyle mi” diyor. Dehri “evet, öyle” deyince, “Söyle bana şimdi, ben ahirete inandığım, yaptıklarımın hesabının sorulacağını ilahi adalet önünde yargılanacağıma inandığım için sorumlu davranıyorum, kimsenin hakkına el uzatmıyorum, çalmıyorum, çırpmıyorum, hiç kimseye zarar vermeden hatta herkese yardımcı oluyorum. Düşeni kaldırıyor, elinden tutuyorum. Herkesin sevgisini ve saygısını kazanıyorum. Allah’ın emrine uyup ibadetlerimi yapıyor, yasaklarından kaçıyorum. Bir an için diyelim ki ahiret yok. Ben bu yaptıklarımdan iyiliklerimden dolayı bana bir hesap sorulur mu?” Dehri “hayır” diyor. “Haşa, ahiret olmadığına göre bana bu soruyu kim soracaktır. Ben bu yararlı işlerimden dolayı bir zarar görür müyüm?” Dehri, “hayır” diyor. “Senin dediğin (ahiret yok) çıkarsa benim zararım olur mu?” Dehri “Hayır. Çünkü yapılan iyilikten dolayı sen niye iyilik yaptın diye bir soru olamaz” deyince, Hz. Ali R.A. hazretleri “Ya benim dediğim çıkarsa. Yani ahiret varsa, senin halin ne olur? Bunca zulmünün günahının altından nasıl kalkarsın?” deyince, dehri akıl ve mantığı doğrultusunda iman ediyor ve şu sözü söylüyor. “Hakkı inkarda hak yoktur (hayır yoktur)” diyor.

Hz. Ali R.A. hazretleri dahi bir sahabidir. R.SAV.in terbiyesinde yetişmiş, R.SAV.in ilmini almıştır. R.SAV, Hz. Ali için “Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır” buyurarak onun ilminin yüceliğini işaret etmiştir. Hz. Ali kendinden önceki halifelere; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’a baş danışmanlık yapmış, kesin nakil ayet ve kesin hadislerin dışında rehber olarak aklı ön plana almış bir dahidir.

İmamı Azam hazretleri (tahminen Hz. Ali’nin ölümünden 20-25 sene sonra hicri 80’de doğmuş, H. 150’de vefat etmiştir.) Hz. Ali’nin yolunu takip etmiş, İmam Cafer R.A. kanalı ile Hz. Ali’nin ilmini almıştır. (İmam Cafer, Hz. Ali’nin torunlarından ve ehlibeytten ve 12 imamlardan altıncısıdır.) Ve İmam-ı Azam’ın üvey babası ve hocasıdır.

Bir olay da İmam-ı Azam hazretlerinden sunalım.

HER ŞEY KENDİLİĞİNDEN OLDU. AĞAÇLAR KENDİLİĞİNDEN KESİLDİ. DİCLE NEHRİNDE KAYIK OLDU. BEN DE ONA BİNDİM VE GELDİM, ONDAN GECİKTİM olayı:

İmam-ı Azam hazretleri Basra’da ve Bağdat’ta Emeviler zamanında (M.780-750) yıllarında yaşamış. Ehli sünnet velcemaat imamlarındandır. Hanefi mezhebimizin kurucusudur. (İmam-ı Azam, İmam-ı malik, İmam-ı Şafi ve İmam-ı Ahmet B. Hanbeli) dört mezheptirler. Hak olan diğer mezhepler de vardır. Meşhurlar bunlardır.

(SÜRECEK)