KUR’AN ASLA TAHRİF OLMADI, KIYAMETE KADAR DA ÖYLE KALACAK (3)

Kur’an’a bu üstün özellikleri kazandıran hususlar nelerdir? Bunları bilelim ki imanımız muhkem, sağlam olsun.

1-Kur’an Allah kelamıdır. Hz. Muhammed SAV.e Cebrail vasıtasıyla indirilmiştir.

2-İndirildiği günden M.610-2017 yani 1407 senedir bir harfi ve noktası bile değişmemiş,. Hep aynı, aslı gibidir. Saflığı, berraklığı, temizliği, asaleti hep aynıdır. Sadece kitaplarda, satırlarda değil, milyonlarca sadır, kalplerde ezberlenerek korunmaktadır.

3-Kur’an-ı Kerim geldikten sonra diğer kitapların hükmü kalmamıştır. Çünkü diğer kitaplar mensupları tarafından tahrif edilerek asılları bozulmuş, hak kelamına halk sözü katılmıştır.

4-Dünyada en çok baskısı yapılan ve en çok okunan tek kitap Kur’an-ı Kerim’dir.

5-Kur’an-ı Kerim: A’dan Z’ye kıyamete kadar hükmü baki, ilahi bir mucizedir. İnsanüstü özelliklere sahip bir ilahi kitaptır. İnsanlara hitaptır.

6-İnsanlığın tek kurtuluş sebebidir. Dünyayı isteyen Kur’an’a sarımalı, ahireti isteyen onu uygulamalı. Hem dünya hem de ahiretim mamur olsun, Dünya huzur bulsun isteyenler ona tabi olmalıdır.

Burada da bir gerçeği ifade etmemiz gerekmektedir. Bugün dünyada 1.5-2 milyar müslümanın bir çoğunun hali, yaşantısı, İslam devletlerinin acıklı hali bizleri yeise, ümitsizliğe düşürmemelidir. Allah’a yemin ederim ki, bugünkü dünya müslümanlarının acıklı hali gerçek İslam’ı ifade etmemektedir. Kur’an’daki müslümanlık ile müslümanların çoğunun yaşadığı müslümanlık maalesef uyuşmuyor. Üzülerek ifade edelim ki, yabancılar, gayrimüslimler, özellikle batı emperyalizmi, ard düşüncelerle kötü niyetlerini katarak, müslümanların yaşayışlarını baz alarak islamı eleştirmekteler. İnsanlığın selameti -kurtuluşu- elinden, dilinden, belinden kimsenin kötülük göremeyeceği anlamına gelen müslümanlığı tamamen taban tabana zıt olan, terörle terörizmle eşdeğer saymaktadırlar. Elbette ki bu çok büyük bir haksızlık, hatta zulümdür. İslam’a iftiradır. Çünkü Kur’an ne diyor; Maide suresi 32. ayet “Kim bir cana (haksız yere) kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim bir canı ölümden kurtarırsa bütün insanları ölümden kurtarmış gibidir. Kur’an insanlara bu delilleri apaçık sunmaktadır...” buyururken, İslamı terörizmle bağdaştırmak tam bir katıksız iftiradır. Ama ne yazık ki bu düşünce sahiplerinin böyle düşünmelerinde müslümanların yanlış ve içler acısı davranışlarının rolü inkar edilemez bir gerçektir.

Milli şairimiz merhum Mehmet Akif’in şu sözü bunun ispatıdır; “Avrupa’yı gezdim, Japonya’yı gördüm, onların yaşayışları bizim dinimiz gibi, bizim yaşantımız onların dini gibi” diye müslümanlara sitem ediyor. Merhum Ziya Paşa da mazideki dünya hakimiyetine yön veren bir milletin evlatları olarak ilim, fen ve teknolojiye gerekli özeni göstermeyişimiz ve geri kalışımızı şu sözlerle belirtiyor: “Gezdim diyarı İslamı viraneler gördüm. Gördüm diyarı küfrü kaşaneler gördüm”.

Atatürk ne diyor Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet ettiği söylemlerinde; “Hedefiniz muasır medeniyet seviyesine ulaşmak ve hatta onu geçmektir.” Bütün bu sözler müslümanların halini özetlerken, istikbalinin hedeflerini de belirlemektedir.

Evet, Kur’an-ı Kerim’in yüceliğine inanmış biz Müslümanların Hz. Allah’ın emirlerine, nehiylerine uymamızı ve gelişen teknolojiye göre bilgi sahibi olmamızı, gece-gündüz çalışmamızın önemini ifade etmektedirler ve başta R.SAV.in ve onun varislerinden olan Hz. Mevlana’nın dediği gibi; “ya olduğun gibi görün, veya göründüğün gibi ol ki, insanlar iyiliğinden yararlansınlar, zararlarından korunsunlar” buyurmak suretiyle, müslümanlar olarak yüce dinimizin emirlerini hayata geçirerek gerçek islamı asrın idrakine sunmuş olmalıyız. İslamı Kur’an’ın özellik ve güzelliklerini anlatırken toplumsal ve islami bir derdimizi de dile getirmiş olduk.

(SÜRECEK)