HARİCİLER, KENDİLERİ DIŞINDA HERKESİN
KANINI HELAL GÖREN SUİKASTÇI GRUPTU
İMAM-I AZAM, HARİCİLER VE EBU HANİFE’NİN ÖRNEK DAVRANIŞLARI
İmam-ı Azam hazretleri Hicri 80, M.697 yılında Kufe’de doğmuş, (Emevi Halifesi Abdulmelik Bin Mervan zamanı) H.150, Mil.767’de Bağdat’ta hapiste işkence edilerek secdede şehiden vefat etmiştir.
70 senelik ömrü ilim ve siyasi baskılar altında geçmiş, hor düşüncesinden, dini celili İslam’ın şeref ve izzetini hep ön planda tutmuş. Bir çok alimler padişahın makamlarına geçmek için can atarken, İmam-ı Azam hazretleri zalim Emevi ve Abbasi halifelerinin buğday çiçeğini önüne döktükleri altınları hazine bakanlığı, ehmihimi başkadılığa geçmemek için hapislerde çürümüş, secdede can vermiş, gerçek bir hürriyet şehididir.
Bunu sırf halifenin yolsuz işlerini onaylamamak için ve onun günahlarına ortak olmamak için yapmıştır.
Ebu Hanife’nin devri, onlarca dini ve siyasi mezhep ve fırkaların ortaya çıktığı doğu ve batı yunan Helen kültürünün birleşmesi ile değişik kültürlerin Arap, Acem, İran, Rum, Türk vs. düşüncelerinin harman olduğu bu kültürlere karşı İslam’ı savunarak hak üzere dimdik durmayı başarmış bir yüce dehadır.
İmam-ı Azam’ın en büyük mücadelelerinden biri, batıl mezheplerden birisi, belki en çetin ve korkuncu olan Haricilere karşı verdiği ilmi mücadeledir. Peki bu Hariciler kimlerdir? Bugün IŞİD ne ise o günün Haricisi de odur diyebiliriz. Kendilerinden başka herkesin kanını helal sayan sapık, korkunç bir eşkıya grubudur.
Bunlarla ilgisizleri bilgilendirmek gerekirse, Hariciler, Hz. Ali R.A. ile Muaviye’nin arasında cereyan eden Sıffiyn savaşı sırasında aslında Hz. Ali’nin ordusunun galip geleceğini anlayan Muaviye Amr İb.As.ın halise ile Kur’an sahifelerini mızrakların ucuna takıp askerlere vererek harp meydanında boşa Müslüman kanı dökmeyelim diye bağırmaları ve Hz. Ali’nin askerlerini Kur’an sayfalarına kılıç çekmek gibi bir durumda bırakılmaları sonucu hakeme başvurup harbi sonlandıralım ve Kur’an’a göre hakem heyeti hükmetsin. Taraflar buna uysun diye bir fikir ordulara hakim olunca Hz. Ali R.A. askerin bazılarının çoğunluğunun ısrarı ile hakem olayını kabul etti. Aynı eğilim Muaviye’nin ordusunda da vardı. Neticede Hz. Ali istemediği halde bu tuzağa düşürüldü. Hakem olayı sonunda Hz. Ali diskalifiye edildi ve Muaviye halife ilan edilince, Hz. Ali’nin ordusunda isyan çıktı. Bu karar kabul edilemez denildi. Muaviye Şam’da halifeliğini ilan etti. Hz. Ali’ye karşı isyan etmişti. Aslında esas halife ümmetin reyi ile seçilen Hz. Ali R.A.dır. Bu durum karşısında Hz. Ali ordusu üçe bölündü. Bir kısmı çoğunluğu Hz. Ali’nin yanında savaşa devam edelim, ölüm var dönüm yok denen grup. Bunlara Hz. Ali taraftarları anlamında Alevi, Alici, Aliyi tutanlar, Hz. Ali’yi sevenler dendi. Bir kısmı kan dökülmesin diyen hakem olayına boyun eğen ama Hz. Ali’nin safında bulunan grup. Üçüncü ve en aşırı şiddetli olan, Hz. Ali ve Muaviye ile ordusunu tekfir, kafir sayan (hakem olayını kabul ettikleri için) Harici grup. Adetleri bir hayli çoktu. Bunlar, her iki tarafı da kabul etmeyip onların malları, canları, namusları, haricilere helaldir deyip kan dökmeye, şiddetli düşmanlıkla Müslümanları öldürmeye, yağmaya, eşkıyalığa başladılar. Çok süslü sözlerle İslam’ı savunuyor gibi görünüp Müslüman kanı akıtan vampir ruhlu bir anlayış sahibi idiler.
Bugünün Işid’i ne ise o günün Haricisi hatta daha şiddetlisi idiler. Kendilerini kabul etmeyen herkesin kanı helaldir gibi son derece korkunç fikir sahibi, eylemci, suikastçı bir gruptur. Hz. Ali bunlarla büyük savaşlar yaptı. (Çünkü bunlar İslamı savunur görünüyorlar, ama İslam dışı idiler) ve binlerce Harici öldürüldü ise aradan 1300 küsur sene geçmesine rağmen hala bu zihniyet sahibi gruplar bulunabiliyor.
Sanıyorum, mahiyetini tam bilmiyorum ama Işid’i Haricilere benzer görüyorum.
SÜRECEK