DİN, İNSANLA BİRLİKTE, ONUN RUHUNDA
DOĞDU VE SONSUZA KADAR VAR OLACAK
Ey yolcular, ey yolcular,
Yol Muhammedin yoludur
Her bahçenin gülü kokmaz
Gül Muhammedin gülüdür
Yol Muhammedin yoludur
Şimdi, bu makalenin mahiyetini şiir şeklinde özetleyen mısralarla konuyu bağlıyoruz.
KAİNATA İBRETLE BAKMAK,
KUDRETİ İLAHİYETİ GÖRMEK
Kainatta neye ettimse nazar
Gördüm ki ismi subhan gizlidir
Dünya teşhir olmuş bir ulu pazar
Hemi alan hemi satan gizlidir

Mevlam çekirdeğe orman gizlemiş
Tahıl danesini harman gizlemiş
Sabreyle, şükreyle dua et ona
Yılanın zehrine derman gizlemiş

Bütün mahlukat kurt ile koyun
Arada düşmanlık bilmem ne oyun
Bilir misin dostum içtiğin suyun
İçinde ateşi bomba gizlemiş

Bütün yaratıklar envai sinek
Bilir geldiğini zamanı tünek
Arada vasıta koyunla inek
Yeşil atta beyaz ayran gizlemiş

Yılanın dişinde zehir gizlemiş
Pan zehiri zehre şifa gizlemiş
Tuzlu suya sahip ulu denizde
Tatlı ete sahip balık gizlemiş

İnsanoğlu aciz Mevlam mucizdir
Sonsuz güç kuvvete her an haizdir
İnsanın aczini göstermek için
Ufacık sineğe kuvvet gizlemiş

Evet, içilemez derecede tuzlu sularda ulu Allah etleri tuzsuz yenmeyen balık gizlemiş. Tuzlu suda yaşıyor ama eti tuzsuz yenmiyor. Nasıl oluyor da o tuzlu denizin suyu balığın etine geçmiyor.
ALLAH VARDIR,
DİN ONUN İLAHİ KANUNUDUR
Dünyada en çok yazılan, çizilen, okunan konuların başında mutlaka Allah cc. ve din konusudur. Bunların başında mukaddes kitaplar, Kur’an başta olmak üzere İncil, Tevrat ve Zebur gelmektedir. Nerede ise bütün fikir ve düşüncelerin kaynağının hepsi dine dayalıdır. Onun içindir ki, dünyada dini inkar edenler az da olsa vardır ama dinsiz bir millet hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır.
Öyle ise, din insan ile doğmuş, Allah fikri onunla kıyamete kadar ve sonrası var olacaktır. Elbette ki burada kastedilen ilahi dinlerdir. Özellikle en mütekamil ve en son din olan yüce İslam dinidir. Dinlerin tekamülü, en yüksek seviyeye gelmesi, insanların olgunlaşması, medenileşmesi ile aynı oranda olmuştur. Amma Allah ve din fikri fıtri doğuştan var olduğu için Allah ve din fikri insanla doğmuş, insanla yaşayacaktır.
Peygamberlerin gönderilişi ve onların mücadeleleri, insanların ilahi inançlarını korumak, batıl din ve inançlardan insanlığı kurtarmak, dünya ve ahiret saadetini bulsunlar için olmuştur. İfade edildiği gibi bir takım ana fikirler, temel kurallar vardır ki, bunlar insanlarla beraber doğarlar. İnsanların yemesi, içmesi, yaşaması, ölmesi vs gibi işte Allah ve din fikri de bunlardandır. Evet, din insanla doğdu, onunla yaşadı, insan öldü ama Allah ve din fikri ebediyyen yaşayacaktır. Bu ahireti de içine alan bir yaşamdır.
İnsanlık tarihini ince elekten un eler gibi tetkik edenler, bunun böyle inkârı mümkün olmayan bir gerçek olduğunu bilmişler ve bildirmişlerdir. Bugün de müsbet ilim sebep-sonuç deferminist bir metodla bu hususu ortaya koymuşlardır. Bunda hiçbir ayrılık söz konusu değildir. Ayrılık dinlerin hakikat alanını tesbit hususundadır. Buradaki farklılıklar da temelde değil furuattadır. Yani teferruatla ayrıntılardadır. Bütün bunları en eski ilim dalı olan dinler tarihinden öğreniyoruz.
İnsan en eski zamanlardan beri kainat - tabiat dediğimiz bu varlık üzerinde daima hakim bir kudrete, Allah’a inanmış, kendini ona, onu tanımaya ve o ulu varlığa yönelmiş, ibadet etme ihtiyacını hissetmiştir. Zaten mevcut ibadetlerimiz bu ihtiyaçtan doğmuş, yüce Allah seçkin kulları olan peygamberleri vasıtasıyla ibadetlerin çeşitlerini ve şekillerini insanlara öğretmiştir.
Yani şunu diyebiliriz: Bazılarının sandığı ve onların yanılgıları gibi din beşeriyyetten sonra ortaya çıkmamış, insanla, onun ruhunda doğmuş ve yaşamıştır. Eğer sonradan insanların icadı, uydurması olsaydı birçok ideoloji gibi sönüp giderdi. Halbuki din ve Allah fikri gittikçe güçlenen ve ilelebet devam edecek olan bir süreçtir.
SÜRECEK