İSLAM’DA İLK SEYYAR HASTANE, HİCRET’İN
5. YILINDA MEDİNE MESCİDİ’NDE KURULAN ÇADIR
Akan kanın durdurulması damarların yakılarak ağızlarının büzülmesi sağlanıyor. Yoksa insan kısa zamanda kan kaybından ölür. Hülasa, her Arap kadını bu gibi tedavileri bilir ve tatbik ederdi. Onun için kadınlar genelde bu hizmetler için harbe iştirak ederlerdi. Yine asrı saadette R.SAV.in zamanında Ümmü Varaka (varakanın annesi) adında bir hanım sahabi vardı.
Hicretin ikinci senesinde vuku bulan Bedir harbine çıkılacağı zaman R.SAV.e gelerek bu harpte mücahitlerin hizmetinde bulunmak üzere harbe iştirak etmek istedi. Yani harbe gitmek için R.SAV.den ve ana sebebi gerçek niyeti belki Allah şehit olmayı nasip eder düşüncesinde idi.
R.SAV. bu kutlu hanımefendiye, “Sen git, evinde otur. Allah o nimeti sana verecektir” buyurdu. Harbe iştirak etmedi. Fakat R.SAV. bu hanım sahabi için “Allah sana şehitliği nasip edecektir” buyurduğu için bu hanımın adı Şehide olarak anılmaya başladı.
Sonra Ümmü Varaka Hz. Ömer’in hilafetine kadar yaşadı. Hz. Ömer ekseriye bu hatunu ziyaret eder ve onun duasını alırdı Ümmü Varaka Şehide’nin karı koca bir hizmetçisi vardı. Ona hizmet ederlerdi. Şehide hanım bu köle ve cariyesi ile bir anlaşma yapmış, ben ölünceye kadar bana bakın, ben ölünce siz serbestsiniz, hürsünüz demişti. Buna İslam’da Müdebber, belli bir süreden sonra kölelikten kurtulma sözleşmesi denir. Ben öldükten sonra azat, hür olsunlar demektir. Bu iki karı koca bir an evvel hürriyetlerine kavuşmak için bu yüce kadını öldürmeye ve suçlarını gizlemeye karar verdiler ve bu yaşlı hanımı gece boğdular. Ama suçlarını gizleyemediler. Suçları ortaya çıktı. Suçlarını itiraf ettiler ve kısas yapılarak asılarak idam edildiler. Böylece R.SAV.in bir mucizesi kadına sen şehide olacaksın buyurması tahakkuk etmiş oldu.
Bu şehide hanım sahabi hastabakıcılıkta bilinen ilk hanım olsa da esas hemşirelik hizmetini İslam’da ilk üstlenen yine bir Medineli olan Rufeyde R.Anha adındaki sahabi hanımefendidir. Olay şu:
Hicretin 5. senesi içinde idi. Kureyş ve Gatafon kabilelerinden on bin kişilik kuvvetle Medine üzerine hücum ettiler. Bu hendek harbi denen çetin bir savaş oldu. Selmani farisi –İrani-nin önerisi ile Medine çevresine uzun mesafeli derin ve geniş hendek kazıldı. Atların bile bu hendekten atlamaları mümkün olmuyordu (9 metre).
Hz. Muhammed SAV. Medine mescidinin içine bir çadır kurdurmuş, yaralıları hendekten oraya sevk ediyor ve bu çadırda tedavi ediyorlardı. R.SAV. bir çok hanımın hizmet verdiği bu çadırın yönetimini Rüfeyde adındaki hanıma Başhemşire olarak ona bırakmıştı. İşte İslam’da ilk seyyar hastane ve ilk hastabakıcı hanım da Rüfeyde R.Anha annemiz oldu. Hatta bu sırada düşman tarafından atılan bir ok ensarın Medineli müslümanlardan ileri gelenlerinden olan Sa’d bin Muaz’in koluna saplanmış, en büyük damarını kesmiş koparmıştı. R.SAV. acilen Sad’ı Rüfeyde’nin çadırına götürün buyurmuş, götürdüler. Rüfeyde Sad’ın yarasını sardı ise de fayda etmedi. Şiddetli kan kaybından dolayı Hz. Sa’d B. Muaz şehit oldu.
Bu hanımefendi, başhemşire, hastabakıcı olarak Medine’de yaralanmalarda Medine halkına tıbbi yardımlarda bulunuyordu. Böylece adı ilk hastabakıcı olarak kaldı.
Bu zemini R.SAV. hazırlamış, evvelden gelen gelenek ve görenekler, tecrübelerin ışığında tıpda ilk yardım hizmetleri böyle yapılıyordu. Demek ki İslam’da ilk seyyar hastane hicretin beşinci yılında Medine mescidinde kurulan çadır hastane ve ilk hemşire de Rüfeyde R.Anha olmuş oluyor.
Kaynak: Kitabül İsabe C4
Sh.302 ve 505
Sebilürreşat Mecmuası, Cilt 1. No: 4 Sayfa 53 Haziran 1948
SÜRECEK