GERÇEK VE DOĞRULAR YANSITILMALI,
FİKİRLER TOPLUMU AYDINLATMALIDIR

Bundan sonra peygamberlerin şeriatları son bulmuştur. Artık bundan sonra ne din ne de şeriat gelmeyecektir. Hz. Muhammed SAV. son peygamber, onun dini ve yolu son din ve hak yoludur.
Biz Müslümanlar gelmiş geçmiş bütün peygamberlere inanırız. Yahudiler ve Hıristiyanlar, efendiler efendisi Hz. Muhammed SAV.e iman etmedikleri sürece mümin ve hakiki Hıristiyan olamazlar. Hz. Muhammed SAV’ı, Hz. İsa’dan ayırdıkları sürece iman etmiş olmazlar. Biz Müslümanlar; Tevrat’ın Hahamlar, İncil’in Papazlar tarafından tahrif edilip yazıldığını biliriz. Ama içerilerinde asliyeti bozulmamış ayetlerden dolayı İncil’e ve Tevrat’a inanırız. Onlar ise hak olan Kur’an’a ve onun mubelliği Hz. Muhammed SAV. gibi ali kadir peygamberi kabul etmezler ve kendilerine yasak ederler. Bunun da ana sebebi din adamları olan Haham ve Papazların dünya saltanatlarının yıkılması korkusu ile halklarına gerçeği gizlemelerinden ileri gelmektedir.
AKIL GÜCÜ MÜ, BEDENSEL GÜÇ MÜ ÜSTÜNDÜR?
Bugüne kadar Çorum Haber Gazetesinin Genel Müdürü , kıymetli insan Sayın Mehmet Yolyapar’ın ricası üzerine “Dilden Gönüle Allah’ın Sonsuz Okyanusundan Mevlana Denizine İnen Hikmet Damlaları” sütununda yayınladığımız makale ve yazıların sayısı hutbeler hariç 250 sayısına ulaşmak üzeredir. 500 sayfalık bir kitap demek olan bu yazılar, sosyal içerikli yazılar gibi zihnin ve toplumdaki olayların kaynak olduğu yazılar gibi değildir. Elbette ki her yazı objektif olmalı, gerçeği yansıtmalı, iyi niyete dayanmalıdır. Yalan; sözle nasıl adi ise, yazı ile de daha da kötüdür. O bakımdan fikirler salim niyetli gerçek ve doğru olanı yansıtmalı, toplumu bilgi ışığı gibi aydınlatmalıdır.
Bizim yazılarımız genel anlamda dini içerikli, ferdi ve sosyal ahlâk kurallarının yansıtıldığı yazılardır. Bu yazılar sadece tasavvuru hayale dayalı değillerdir. Hikayeler hayal mahsulü bile olsa ya bir ayete veya hadisi şerife veya yüksek ilim ve irfan sahibi bilginlerin onayından geçmiş olayları yansıtmaktadırlar. Durum böyle olunca, bu yazıları ceffel kalem, aklına geldiği gibi yazamazsın. Kaynağını anında göstermesen bile her an her zeminde açıklayabileceğin kaynağa sahiptirler. Elbette ki yine aynı düşünce içinde yorumlanarak aktarılmaktadır. Asıl mesele ve hüner olayları gerçek veya gerçeğe yakın yorumlamaktır.
Mevlana hazretlerinin hacimli eseri Mesnevi’sinden (25 bin beyit) günümüz insanının anlayışına sunulan İslami ahlakı topluma hâkim kılma amaçlı yazılar yazdık. Bunun için birçok kitap, dergi, mecmua, ansiklopedi, tefsir, hadis, fıkıh, hukuk vs. ile ilgili yazılmış eserler tekrar tekrar araştırılarak, okunarak elde edilen bilgiler gazete sütununa yansıtılmaktadır.
Örneğin Mevlana hazretlerinin Mesnevi’si başlangıçta yazılarımın ana kaynağı oldu. Bu bakımdan 700 sayfa, 25 bin beyit olan bu eseri sıradan bir okuyuşla 4 kere yazılmak maksadıyla yazılacak ve yorumlanacak konuyu defaatle okuduktan sonra başka eserleri de okuyarak konuya katkı sağlanarak yazılar yazılmaktadır. Bu iş fevkalade bir emek işidir. Buna rağmen sehven, hataen bilmeyerek yazılarak hatalar olabilmektedir. Ama birinde hiçbir art niyet yoktur ki, o da iyi niyettir.
Şimdi böyle izahtan sonra Mevlana hazretlerinin Mesnevi’sinin 900 numaralı beyti (iki satıra bir beyit, 4 satıra 2 beyite bir kıta denir) olan ve Mesnevi hikayelerinin en uzunlarından sayılan “Aslan ve av hayvanları” başlıklı hikayesini, “Akıl mı yoksa bedensel güç mü üstündür” başlığı altında sizlerin güzel anlayışına hüsnü arz ediyorum, sunuyorum.
SÜRECEK