I

Çarpım tablosu matematiğin alfabesidir. Kerrat cetveli de derlerdi bizim çocukluğumuzda…

Zaman/hayat ise teori ve pratiğin, söylem ve eylem diyoruz şimdilerde, sağlama iklimidir şeylerin.

Geriye dönük okumalar, örneğin dergi taramaları bu bağlamda sayısız örnek sunar bize. Filanca şairi, şu romancıyı yere göğe sığdıramayan yazılar. İmzalarına bakarsınız… Yüzünüzde ünlemler çizilir. Ne o şair vardır, ne de o romancı…

“Eser müellifin imzasıdır” derdi eskiler. Eserdir müellifini yaşatan.

II

Yeni biçim ve söylem inşası, sanatçının salt ilginçlik olsun diye kurguladığı bir şey değildir. İnşa edilen yeni biçem ve söylem, sanatçının söylemek istediği ancak eski biçemlerle anlatması mümkün olmayan bir coğrafyadır.

“Bir dilde söylenmeyeni söyleyebilmek için o dilin içine yabancı bir dil yontmak. Bir dilin bastırılmış niteliğini baskıcı niteliğinin karşısına çıkarabilmek.” (Nurdan Gürbilek ile söyleşi, Eren Barış-Alper Göbel, Şerhh Dergisi, 2016/3-4. Sayı, sf. 80)

Sırf ilginçlik olsun ve dikkat çekmek amacıyla üretilen metinler zaman içinde ufalanıp gider. “Sel gider kum kalır” derler ya, kum bile kalmaz bu tırnak içinde ilginçliklerden. Kursağında söylenecek sözü olmayanların trajedisi…

III

Bir anlatılan olarak metin, suretin surete ayna tutmasıdır. Bakan ve bakılanın yüzleştiği bir düzlem olan ayna, görmekle görülmek sarkacında devindikçe oluşan diğer suretlerle döngüsel bir zaman yolculuğuna çıkılır.

IV

Hiçbir şeyin ve/veya kimsenin yeri boş kalmaz. Hayatın ve/veya doğanın yadsınmaz gerçekliğidir bu. Ancak…

Bardaktaki suyu içeriz. Bardak boş deriz ama bardak havayla dolmuştur. Hava giderir mi susuzluğumuzu?

Evet, her boşluk dolar, ancak o doluş bir başka şeyle olur çokluk. Hayatlarınızdan ve sanat tarihinden örneklerini siz seçiniz lütfen. Malum okuyan yazandan arif gerek.

V

Ana maddesi camın, kum… Cama bakıp da kumu görmek, kumda yürürken de camı…

Şiirin penceresinden bakanlar için kumda camı, camda kumu görmek mi demeliydim yoksa?

VI

Bakıp görme arasındaki süreçte görülen değişmiş bir başka şey olmuştur. Gece gördüğümüz yıldız ışıkları… O ışık bize gelene dek o yıldız ölmüş olabilir.

VII

“Hayat deneme değil, birçok şey denememize rağmen; hayat hikâye değil, birçok şey uydurmamamıza rağmen; hayat şiir değil, birçok şey hayal etmemize rağmen. Hayatın şiirinin hikâyesinin denemesi devridaimdir evet, devridaim.”

Augusto Monterroso (1921-2003, Guatemala)