Mektebin bacaları

Ders verir hocaları (Halk türküsü)

Geçtiğimiz günlerde Öğretmenler Günü yeniden kutlandı. Öğretmenlik mesleğinin ne kadar güzel bir meslek olduğunu bir kez daha anladık. Kameramanlar, fotografçılar birbirleriyle yarıştı. Büyüklerimiz, büyük vaatlerde bulundu.

Mezarlıklar ziyaret edildi. Ayakta durmakta zorlanan öğretmenlerin eli öpüldü. Mesleğimizin ne kadar değerli olduğunu anladık. Bir gün sonra gazeteler yapılan kutlamaları sayfalarına taşıyacaktı.

Bir halk türküsü vardı: Evliye gönül verme/ Eve gider unutur.

Evli-bekar fark etmiyor; kutlamalar biter bitmez o güzelim sözler derin dondurucuda yerini alıyor.

Elimde uzaktan kumanda, televizyon kanalları arasında dolaşırken bir tartışma programı ilgimi çekti. Tartışmaya katılanlar birine çok saygılıydı. Kimsenin konuşması kesilmiyordu.

Konuşmasından anladığım kadarıyla yetkileri olan resmi bir görevli. Vatandaşın dertlerini dinlemiş. Şehirlerin daha yaşanılır olması için çaba gösteriyor.

Bir belediye başkanı konuşuyordu. Nereli olduğunun, hangi partiden belediye başkanı seçildiğinin bir önemi yoktu. Konuştukça açılıyordu. Anlaşılan yönetenlerin de dertleri varmış. Bizim derdimiz dert sayılmaz; onun derdinin yanında.

Adı sanı duyulmayan yerel bir televizyon kanalında mutlaka izlenmesi gereken bir program yayınlanıyordu. Konuşmacı izleyicilerden gelen soruları yanıtlıyor. Belediyenin yaptığı hizmetleri anlatıyordu. Yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi veriyordu.

Belediye bütçesinin elverdiği ölçüde şehirde yaşayanlara hizmet götürmeye çalışıyormuş. Hemşerileri yaşadıkları mahallere yeni parklar, oto parklar istiyormuş. Yollar asfaltlansın, mahallemiz, sokağımız daha güzel görünsün diye yarışanlar varmış.

Başkan bunlardan şikayetçi değil. Başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaları rakamlarla anlatıyor.

Konuşmasında farklı bir konuya değindi. Yurttaşların istekleri gruplar halinde sınıflandırmış. Belediyeden talep edilmeyen bazı hizmetler varmış. Başkan onları dile getiriyor. Başkanlığı döneminde bir Allahın kulu çıkıp başkanın öncelikle yapmak istediği hizmeti dile getiren olmamış.

Bir hemşerisi çıkıp mahallemize okul yapın diye bir istekte bulunmamış. Yeni bir okul, olmazsa yeni derslikler, okullara götürülmesi gereken hizmetler kimsenin umurunda değilmiş.Okul istemeyenlerin kitap, kütüphane işlerine yaramaz!

Lafa gelince (b)ilim öğrenmek için Çin’e gideriz. Bize bir harf öğretenin kulu kölesi oluruz. Ne kadar çok kitap okuduğumuzu söyleriz. Aslına bakarsanız hiç okumayız. Okumak için okulların olması gerektiğini düşünemeyiz.

Günü geçen Öğretmenler Günümüz kutlu olsun.