Dershaneler olayında ortalık biraz yatışır gibi oldu. En azından düşünülen hususlar iki yıl sonraya ertelendi falan deniliyor. Kanaatimizce bu iki yılla falan olmaz. Dershaneler gibi ciddi bir konuda iki yıl da çok yeterli bir zaman değil.
Neden? Çünkü dershane olayı aynı zamanda yükseköğretime geçişi doğrudan ilgilendiriyor. Beraberinde fen liseleri, Anadolu liseleri ve kolejlere öğrenci alımını ilgilendiriyor.
Dershaneyi kaldıracağım veya dönüştürüyorum dediniz. Tamam. Dönüşebilen dönüştü. Dönüşemeyen kapattı. Peki üniversiteye giriş nasıl olacak? Fen liselerine, Anadolu liselerine ve kolejlere nasıl öğrenci alınacak?
Canım biz üniversite sayısını artırdık Kontenjanlar da arttı. Üniversitede her isteyene yer var. İyi de insanlar iyinin iyisini tercih edecekler. Bu da ek kurs veya ders almayla sağlanacak. Adı dershane olmaz da etüt olur veya evde, büroda kurs olur. Yine dershane işlevinde birileri bu işe devam eder. Hatta o zaman, gariban çocukları daha çok mağdur olur. Zira, kurslar öyle herkesin ödeyemeyeceği birer hizmete dönüşür.
O zaman ne yapılmalı?
1. Dershaneler 40 yılı aşkın süredir bu sistemin (daha doğrusu sistemsizliğin) yarattığı kurumlardır. Öğretmeniyle çalışanları ile koskoca bir sektör olmuş. Öyle akşamdan sabaha kapatılamayacağı gibi iki yıl sonra da bu işin nasıl olacağını merak ediyorum.
2. Eğitim kararları akşamdan sabaha alınmaz. Dershaneler konusunda yapılacak iş, kısa, orta ve uzun vadeli bir plan yapmak gerekir. Daha doğrusu, kısa, orta ve uzun vadede şu yükseköğretime geçiş bir düzene oturtulmalı.
Öğrenci devlet okullarında aldığı eğitimle üniversiteye aday olabilmeli. Sınav olmayan ülkelerde bu böyle. Öğrencinin orta öğretimden aldığı nota tam bir güven var. Bizde bu kısa sürede mümkün mü? Hayır. Bu okulların, öğretmenlerin kalitesiyle yakından ilgili. Üniversiteye girişte az da olsa ortaöğretim puanlarının katkısı getirildi. Meğerse okullarımız ne kadar başarılıymış da bizim haberimiz yokmuş.
Bu durum kısa vadede gerçekleştirilebilir mi? Hayır. Arz talep dengesi de düşünülerek en azından orta ve uzun vadeye yayılmalıdır.
3. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun öngördüğü biçimde ortaöğretim işlevini bugüne kadar tam olarak yerine getirebilseydi dershane de üniversite sınavı da kalmazdı. Ama 1739, İmam-Hatipler yüzünden uygulanmadı. Tüm ortaöğretim kurumlarının temel işlevi üniversite kapısına öğrenci yığmak oldu. Bu durumda dershanelere yaradı. Gittikçe sayıları arttı.
Kırk yılı aşkın süredir sisteme (sistemsizliğe) yerleşmiş, dal budak salmış dershaneler kapatılacak veya dönüştürülecek. Dönüşse de kapatılsa da üniversiteye yerleşme olacak ise yine dershaneye ihtiyaç doğar. Yukarıda da söyledim. Belki adı farklı olur.
Hadi şimdi iki yılı falan bırakın. Kısa, orta ve uzun vadede ne yapılabilir? Onları planlayın. Yoksa dershaneler kaldırılıyor, dönüştürülüyor diyerek insanı güldürmeyin.