Değerli okuyucular, üzülerek belirtelim ki, Dünya’da deprem yönünden risk oranı en yüksek ülkelerden birisiyiz. Depremin oluşunu önleme olanağı yok, fakat alınacak önlemlerle, özellikle can ve mal kaybını önleme olanağı vardır.

Elazığ depreminden üç gün sonra Küba’da 7,7 şiddetinde daha büyük bir depremde hiç can kaybı olmadı. Japonya’da da defalarca daha şiddetli depremler oluyor, bizdeki kadar can ve mal kaybı olmuyor.

Deprem kaderimiz diyerek işin içinden çıkamayız. Elazığ’daki 6,8 şiddetindeki deprem, asıl iktidarı sallamıştır. Bir sarsıntıda neler ortaya çıkmadı ki. En güvendiğimiz kurumların başında gelen kara gün dostu Kızılay; meğer bir rüşvet çarkının aracısı konumundaymış.

Başkent Gazın da sahibi olan Torunlar Şirketler Grubu sözde şartlı bağışla ENSAR Vakfına 7 milyon 925 bin dolar aktarıyor. Oradan da paralar, ABD’ deki TÜRKEN vakfına gidiyor. Kızılay’a 75 bin dolar komisyon ücreti kalıyor. Bu yolu tercihle şirketin vergi kaçırmasının savunusu ise; “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır” gibi halkı ahmak yerine koyan bir savunma ile yapılıyor. Halk kombinin düğmesini açarken eli titriyor. Doğalgaza gelen zamlarla, yoksul halk inim inim inliyor, soğuktan titriyor. Başkent Gaz şirketi şeytanın aklına gelmeyecek oyunlarla 1,5 milyon dolar vergi kaçırıyor.

halktan toplanan 65 milyar liralık deprem vergilerinin nerede kullanıldığı zamanları olmadığı için açıklanamıyor.

Bağış yapılan ENSAR Vakfı kim, kendi bünyesindeki 45 erkek çocuğuna tecavüzden sorumlu bir kurum. Masum halkın bağışları adı tecavüzle anılan örgüte aktarılıyor.

Kızılay, Ensar Vakfı, Başkent Gaz kirli ittifakından üçü de kazançlı çıkıyor. Kaybeden sadece ülkemizin masum halkıdır. ‘Karagün dostu kızılay’ karanlık ilişkiler içinde. Herşey belgeli.

6,8 lik deprem başta iktidarı sallamış ve yolsuzluk ağı içindeki kurum ve kuruluşları açığa çıkarmıştır.