Bence, akla ziyan bir olay! Artık kesin olarak anlaşılmıştır:

•Araştırılacak konuların ilk önceliği; depremle ilgilidir.

•Devlet yatırımlarının ilk önceliği; depremle ilgili olmalıdır.

işlenmesi zor bir konuyu kaleme almaya çalışıyoruz. Çünkü Türkiye; bu konuya odaklanmış, uzmanı, yazarı, yorumcusu günlerdir yazıyor, yorumluyor. Bunlar arasında farklı, işe yarar bir şeyler yazmak çok zor. Yine de gayreti elden bırakmayacağız.

En çok sorulan sorulardan birisi;"Şartları bizden çok ağır olduğu halde, Japonlar neden bizden çok daha başarılı?"

Nedenini açıklayacak çok örnek var.

Bunlardan biri Japonların Süleyman Demirel'leri yok.

Bir gazeteci Rahmetliye:"Mühendisliğini yaptığınız Erzurum'daki okul yıkıldı" sorusunu yöneltiyor. Bakın Rahmetli ne diyor:"35 yıldır ayakta durmuş. Yıkıldığını söylüyorsunuz da, onu niye söylemiyorsunuz?"

Böyle bir soruya, böyle cevap verecek Japon bulmazsınız. En azından istifa eder, belki de harakiri yapar.

Şunu da yazalım; Rahmetli Süleyman Demirel, emsali devlet adamlarımızın iyilerindendir.

Yakın geçmişte, 1999 yılında yaşanan deprem felaketinin ardından İstanbul'da güvenli toplanma yeri olarak belirlenmiş 470 noktanın 393 adedinin satıldığı muhalefet tarafından dört ay kadar önce açıklandı. Durum kendisine sorulduğunda Cumhurbaşkanı Yardımcımız da "Kalanlar ihtiyacı karşılıyorsa, mesele yok" dedi.

Gelişmiş, demokratik ülkelerin hiç birinde 393 belirlenmiş noktanın 20 seneye yakın zaman boyunca satılışını seyreden muhalefet ve iktidarın yorumladığı açıklamayı yapan devlet adamı göremezsiniz.

yaşadığımız depremde 41 yurttaşımız ne yazık ki hayatını kaybederken, 1600'den fazla yurttaşımız da yaralandı. Televizyon programlarından izlediğim kadarı ile depremde yaralanmaların çoğunun ilk andaki panikten kaynaklanan tepkiler, deprem anında ne yapılacağının bilinmemesi (Balkondan atlama vb.), ev eşyalarının sabitlenmemesinden kaynaklı nedenlerin olduğu belirtiliyor. Şunu kabullenmeliyiz. Deprem ülkemizin bir gerçeği. Bu gerçekle yaşamak zorundayız ve bu gerçekle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bu tip eksiklerin düzeltilmesi de ancak diyalog ve eğitimle olur.

Yazımı sonlandırırken 24 Ocak tarihinde meydana gelen depremde Elazığ ve Malatya'da yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.