Küresel çetelerin elebaşlarından Rockefeller dünyada 200 civarında devlet olduğunu ama 1.000 devlet olursa daha iyi olacağını ifade ederek keşke 2.000 devlet olsa diye söylerini sürdürmüştür. Bu devletlerde ordu, sendika ve hatta parti vb yapılara ihtiyaç olmadığını söyleyen Rockefeller küçük bir polis gücünün yeterli olacağını, buraların şirketler tarafından yönetilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Dünyanın bu köklü sorununa bir çözüm de bizden olsun dedik. (!)

Ülke yönetiminde temel yapıları olan Muhtarlıklar eyalet hâline dönüştürülmelidir.

Kaymakamlar ise ya ilçe başkanı olacaklar, ya da ilçe başkanları kaymakam olarak atanmalıdır. Kaymakamların görev tanımlarına eyaletler arası koordinatörlük görevi eklenmelidir.

Bu anlayıştan hareketle valiler de il başkanı veya il başkanları vali olarak atanacaktır. İller ise federasyon olarak yeniden düzenlenirken, ülke genelde bir konfederasyon olarak yönetilecektir.

Muhterem büyüğümüzün Muhtarlarla yaptığı olağan toplantıların dünya demokrasi tarihine nasıl yeni bir boyut getirdiği de siyaset bilimine böylece kayıt düşülmüş olmaktadır.

“BİZİM TARLAYI SÜRMÜŞLER…”

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Bizim tarlayı sürmüşler… Çok sonra öğrendim.” sözüne atıfta bulunan Arslan Bulut, İrfan Sönmez’in “habererk”te yayımlanan “Bir Hatıra ve MHP’nin İntiharı” adlı yazısından bir alıntı yapar.

On yıl önceydi. Rahmetli Yazıcıoğlu ABD'li bir yetkili ile görüşmesini anlattı. Partileri gezen ABD'li sonunda BBP'ye de gelmiş, Yazıcıoğlu'na hedeflerini, amaçlarını, nasıl bir Türkiye tasavvur ettiklerini sormuştu. Yazıcıoğlu da BBP olmasa bile ülkücü hareketin er geç iktidara geleceğini, doğru bir çizgide devam etmesi halinde 2015'e kadar MHP'nin iktidar olacağını söyler. ABD'li güler, 'Muhsin bey der, 2015'ten sonra MHP diye bir parti olmayacak, bir sağ, bir sol, bir de buçuk (etnik) parti olacak...'

Yazıcıoğlu'na '2015'ten sonra MHP diye bir parti olmayacak' diyenler, aslında bugünü görmemişler, plânlamışlar.

Daha başkanlık sistemine geçmedik ama şimdiden MHP'nin varlık sebeplerini yitirdiğini, parti olarak hiç bir var olma gerekçesinin kalmadığını söylemek mümkün. Bununla ülkücülüğü, Türk Milliyetçiliğini asla kast etmiyorum. Aksine bugün Türk milliyetçiliğine, ülkücü bir siyasi ahlâka her zamankinden çok ihtiyaç var.

Vatanın, milletin bekâsı MHP'nin kapısına kilit vurmak mıdır?"

İşte bu noktada Franklin Roosvelt’in bir sözünü hatırlamak zamanıdır. “Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz…” Eski ABD Başkan’ı Roosvelt’in bu ifadesi, yakın ve uzak tarihte yaşanan nice olgunun arka planını açıklamaktadır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2002 öncesi ortağı olduğu koalisyonu bozarak AKP’ye yol açmasından başlayarak yaptığı hamleleri hatırlayınız. AKP ne zaman sıkışsa imdadına yetişen “kahraman”  hep Bahçeli olmuştur.