Bu yazı oldukça eski bir yazı .

Belki 10, belki 15 sene önce, bir yerlerde gözüme çalınmış, arşivime almıştım.
Arşivimi tararken yine çıktı önüme.
O günlerden, bugünler işaret edilmiş.

Ben "kurbağa" değilim diyorsanız, gereğini yapacaksınız.
Pasif direniş bile iş görür.
Yeter ki onların istediği kıvamda pişmeyin.

* * *

Değişim, sandığınız gibi hızlı olmayacak...
Çok yavaş ve emin adımlarla ilerleyecekler.
Beş, bilemediniz on yıl sonra bu yazımı tekrar paylaştığımda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız...

Geçen yıla kadar güzel ülkemin pek çok yerinde, 40 derece sıcakta kot giyen kızlarımızı, kadınlarımızı görürdük.
Artık giyemeyecekler.

Şu aşamada, şort giyen kızlarımıza, ahlak polisiyle müdahale edilmeyecek elbet.
Ama 5 yıl sonra emin olun, zaten siz kendiniz de şort giymek istemeyeceksiniz.
"Ben zaten şortla çok rahat etmiyordum" diyeceksiniz...

… …

Alkol yasaklanmayacak.
Vergilerle, kanunlarla erişimi kısıtlanacak...
Bugün saat 10’da başlayan yasak, zamanla yavaş yavaş geriye çekilecek....
Barlar kapatılmayacak, yavaş yavaş kendi kendilerine batmaları sağlanacak.
Bundan 5 sene sonra emin olun, öyle bir alışmış olacaksınız ki, "ben zaten çok içmezdim" diyeceksiniz...

Bugün 1 liranın üzerinde Atatürk resmi yok.
Zamanla 5 liranın, 20 liranın, 100 liranın üzerindekileri de silecekler.
Evinizde duran Atatürk resmini kimse kaldırmayacak, ama çocuklarınız onla büyümeyecek...
Atatürk resimleri, derslerden, dersliklerden, devlet kurumlarından zamanla kaldırılacak...
Bugün benim diyen en büyük Kemalist bile, "Atatürk de zaten böyle isterdi" diyecek...

Eğitimi, kendilerince uyarlayacaklar.
Çok yavaş hareket edecekler.
Alışacaksınız.

Sindireceksiniz, sindirtecekler.
Çocuklarınızın bilimden ve Atatürk'ten uzaklaştırdıklarından, haberiniz bile olmayacak.
Sizi yaşama bağlayan içgüdülerinizle hareket edip, "aslında bu durum, o kadar da kötü değil" diyeceksiniz...

Hukuk zaten kalmayacak.
Karşı gelenlere ne olduğunu, ne olacağını hep birlikte görüyoruz...
Susacaksınız, görmezden geleceksiniz.
Her şeye ama her şeye alışacaksınız.
Yavaş yavaş...

Sindire sindire…

Yaşam tarzlarınıza, sert müdahalelerle gelmeyecekler.
Siz sanki hep böyle yaşarmışsınız gibi, kabul etmenizi bekleyecekler.
Ve gün gelecek, siz eski yaşantınızı, anımsamayacaksınız bile...

Korkmayın,
Bu geçiş tatlı olacak.
Farkına bile varmayacaksınız...

Zaman zaman evinizin duvarında asılı, o güzel gözlü adamın resmine rastladığınızda, istemeden de olsa, gözlerinizi kaçıracaksınız.

“Hoşça kal Atatürk, hoşça kal Cumhuriyet...” diye(bile)cek misiniz?

Emin değilim.