Demek ki neymiş? Toplumu çağın dışına çıkarmak isteyen, toplum zararına işler yapanların yaptıkları yanına kar kalmıyormuş.
Demokrasilerde halk ne kadar bilinçsiz görünse de, er geç böyle yöneticileri uyarıyormuş .
Sadece yağcılar, yandaşlar kurtulmaya yetmiyormuş.
Aşık olunmalar, Allah yerine, Peygamber yerine konulmalar da yeterli olmuyormuş. Sağına, soluna avanta sağlamalar insanı kurtarmıyormuş.
Kaçak Saraylardaki şatafatlı yaşam, makam arabaları, özel uçaklar, örtülü ödenekler, halk zararına yapılan işleri kapatamıyormuş.
Meclisteki yemini, Anayasayı hiçe sayarak devletin tüm imkanlarını Başkanlık hayalleri için seferber etmek de yeterli olmuyormuş.
Tüm eşitsiz koşullarda seçim propagandası yürütülmesine, seçim hilelerine rağmen, oyların % 52’lerden % 40’lara düşmesi engellenemiyormuş.
Demek ki neymiş ? Atatürk’ümüzün attığı temeller sağlammış.
Atatürk’ümüzün kurduğu Cumhuriyetin elden gitmesine ramak kaldığını gören halkımızın % 60’ı, son anda tehlikeyi farkedebiliyormuş.
Umudu yitirmemek gerekiyormuş.
Beliren bu umudu, %60’ı temsil eden siyasetçilerin, hoyratça harcamamalarını, bu fırsata yazık etmemelerini bekliyoruz.
Zira tehlike henüz geçmiş değil.
Hala yollarına devam ediyorlar.
Bursa İnegöl Milli Eğitim Müdürü, Ramazan mesajında, Atatürk’e, sosyal paylaşım sitesinde “Sıcak diye orucu bırakmayın, burası daha sıcak. K.Atatürk” diyerek, hakaret etme aymazlığını göstermiştir.
Konya Meram Anadolu Lisesinde, 40 başörtülü öğrencinin ferace giyme talebini, okul yönetimi kabul etmiş.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) , iki bakanla birlikte, rüşvetten ve yolsuzluktan tutuklanıp, bırakılan Reza Zarrab’a “ İhracat şampiyonu ödülü” verdi.
Yani hiç durmuyorlar.
Halkın kendisine görev verdiği siyasetçiler, bu görevi layıkıyla yerine getiremezlerse, kaprislerine kurban ederlerse, yazık ederler bu ülkeye.
Tabii Cumhurbaşkanı da bu göreve fırsat verirse… 25-6-2015