“Hep bir halı, Turhallıyız, biz bize benzeriz.”

Beni eyi diğneyin. Ondan soğna isder inanın; isder inanmayın. Dediklerim yaşanmışdır, bir bir doğrudur. Şeerimizde para derdi olmayan bi gadın, kedileri essahdan çoh sevmektedir. Onlar için gider gasapdan ciğer alır, eyice bişirip kedilerine yedirir. Marketlerden kedi maması alır; mahallenin bütün kedilerini besler.
Gün gelir, kedileri seven hanımın, gomşularından biriyle arası açılır. Yıllarca gardeş gibi geçinen dostların birbirine düşman olmasına mahellenin bütün gadınları bi anlam veremez. Bilen bilir; esgi dostların birbirlerine düşman olması öyle yabana atılacak bi şey değildir. İsder köylü olsun, isder şeerli; isder ohumuş olsun, isder gara cahil heç bi şey fark etmiyo. Gavga bi yol başlamasın, böyüdükçe böyüyo. Uzun lafın gısası; esgi hısımlar ,birbirine hasım olunca sen seyret gürültüyü. Her ikisi de birbirini can alıcı yerden vurmaya çalışıyo.
Neyse, benden duymuş olmayın, kedi besleyen gomşuya inad, öbürsü de köpek beslemeye başlıyo. Gasapları dolaşıp kemikleri satın alıyo. Marketlere gidip köpek mamaları alıyo.
Ne zaman gomşusu kedilere yiyecek götürüyo, hemen onun garşısına mahallenin itlerini topluyo. Zavallı kediler, itleri gorünce girecek delik arıyo.
Ne diyelim; bizim dostluğumuz gibi düşmanlığımız da acayip oluyor.