Tüm bilim insanları, doğru beslenme ile mutluluk arasında yakın ilişki kuruyorlar.

Elbette mutluluğu oluşturan, tamamlayan pek çok etken var, ama sağlıklı beslendiğinizde, bu konuda azımsanamayacak bir yol almış olacağınızı söylüyorlar.

Sağlıklı beslenmenin ilk koşulu olarak da, “bol su için!” öğüdü veriliyor.

Yine, bilimsel tüm değerlendirmelerde, kuvvetli kahvaltı, makul öğle yemeği, çok az akşam yemeği formülü öne çıkıyor.

Hatta, “Kahvaltını kendin için yap, öğle yemeğini dostlarınla paylaş, akşam yemeğini düşmanına ikram et!” diye bir söz duymuşluğumuz da var.

Doğru beslenme adına tavsiyelerden biri de, “Doğada yetişeni daha çok, fabrikada üretileni daha az tüketin!” şeklinde.

Sağlıklı bir bünyenin, mutluluk için en temel gereklilik olduğunu hiç kimse inkâr edemez zaten.

*

Bir de mutluluğa giden yolu oluşturan davranış biçimleri, alışkanlıklar var.

Örneğin, düzenli uyku, hiçbir sorunu içine atmama, pozitif düşünme, gülümseme, yürüyüş, olabildiğince sadelik gibi…

Hele de, bizim gazetede sık sık “toplumsal özeleştiri” şeklinde dile getirilen fitne, fesat, haset gibi kötü duygulardan uzak durma…

Sosyal medyada, kıskançlık, çekememezlik, “zamanın boşa harcanması” olarak niteleniyor.

Şu tespitler ve öneriler de sosyal medyadan:

“Kişilerin geçmiş hatalarını unutun, bunları hatırlatmak sizin mutluluğunuzu da bozar.”

“Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.”

“Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı gölgelemesin.”

“Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmasanız da anlaşın.”

“Ailenizi ihmal etmeyin, sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirin.”

“Çevrenizdeki insanlara hiçbir faydanız olamıyorsa bile, gülümseyebilirsiniz.”

“Herkesi, her şey için affedin.”

“Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ile ilgilenmeyin.”

“Daima doğru olanı yapmaya çalışın. Yanlış yaptığınızda ise, pişmanlık yerine bir daha yanlış yapmamak üzere gereken dersi çıkarın.”

“Faydalı, güzel ve pozitif olmayan kişilerden de, ortamlardan da uzak durmaya çalışın.”

“Sabah uyandığınızda, önce yaşadığınıza şükredin. Hayatı sevin, bütün gücünüzle yaşama tutunun.”

Demek ki, mutluluğun yolu, doğru beslenmenin yanısıra, her konuda pozitif olmaktan, güzel düşünmekten de geçiyor.

Yaşadığınız anın kıymetini bilin, enerjinizi iyilik ve güzellikler için harcayın.

Özetle, gülümsemeyi bilin.

Daha fazla, biraz daha fazla…