29 Ekim 1923 günü, hem Cumhuriyet'in ilanı, hem de imparatorluk kalıntısından çağdaş dünyaya açılan ilk adım olmuştu.

Dün, kuruluşunun 95"inci yılı idi. Geçmişteki görkemli kutlamalar gibi olmasa da yine de büyük bir coşkuyla kutlamalar yapıldı.

Ne yazık ki son yıllarda milli bayramlar, iktidar ve muhalefetin siyasi kavgasına alet edilir, iç politikaya malzeme yapılır oldu.

İşte böyle bir günde de olsa, aydın olmanın bedelini hayatıyla ödeyen 'cumhuriyet aydınları’nı bir analım dedik ve de bu aydınları bir kez daha tanıyalım dedik.

Çünkü aydın, toplumda demokrasi kültürünü mayalandırandır ve de demokrasi kültürünü topluma taşıyandır.

Ama aydın olmak zordur bu ülkede. Cezaevini göze alacaksın. Mahkeme salonlarını göze alacaksın. Kurşunu göze alacaksın. Ölümü göze alacaksın.

Yani zordur bu ülkede aydın olmak.

İnsan haklarını savunmaktır aydın olmak. Sosyal devleti savunmaktır; düşünce özgürlüğünü savunmaktır aydın olmak.

Ve de düşüncesini tutsak etmemek, tabulara sığınmamak, bir gücün gölgesine girmemektir aydın olmak.

Ama bir koruyanı da yoktur aydının.

* * *

Ne zaman ki, siyasal tansiyon yükseltilmek istenir...

Ne zaman ki, siyasal ve toplumsal irade bir yere yöneltilmek istenir...

İşte o zaman karanlıktaki "derin irade" tetikçilerini piyasaya sürer.

Tıpkı Uğur Mumcu cinayetinde olduğu gibi...

Tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi...

Çok insan kullanıldı tetikçi olarak. O "derin irade"nin amacına ulaşması için çok aydın öldürüldü bu ülkede.

Savcı Doğan Öz öldürüldü. Bedrettin Cömert öldürüldü bu ülkede.

Ümit Kaftancıoğlu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç öldürüldü.

Ve de daha niceleri...

Onlar ki, dalkavukluk yapmadılar. Onlar ki, kalemini satmadılar. Milli duyguları yüksek, namuslu, cesur bir Cumhuriyet aydınıydı onlar. Ama faili meçhul oldular.

* * *

İşte onlardan biri: Prof. Dr. Muammer Aksoy...

-Hukukçu ve siyaset adamı, 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcüsü...

-Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyeliği, 12 Mart Muhtırası ile tutuklanma...

-1977 CHP İstanbul Milletvekili...

-Avrupa Konseyi Türkiye temsilciliği, Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı...

-12 Eylül 1980’den sonra Ankara Barosu Başkanlığı...

-Ve 1989’da Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu...

31 Ocak 1980 günü Ankara Bahçelievler'deki evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü.

* * *

Ve Prof. Dr. Bahriye Üçok...

-Tarihçi ve siyaset bilimci... Senatör... Milletvekili...

-Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin ilk kadın öğretim üyesi...

-Laikliğin savunucusu bir ilahiyatçı...

-Ve 1989"da Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu...

"İslam'dan Dönenler", "Yalancı Peygamberler" ve "İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar" adlı üç kitabı vardır.

6 Ekim 1990 günü evine kargo ile bir kitap paketi geldi. Açtı, içindeki bomba patladı. İki kolu ve bir bacağı kopan Üçok, kaldırıldığı hastanede öldü.

* * *

Ve Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu...

-Tarihçi ve yazar...

-Ankara Üniversitesinde, Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini veren öğretim üyesi...

18 Aralık 2002 günü evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Ölmeden önceki son araştırması, Alman vakıflarının Türkiye'deki faaliyetleri üzerine idi. Bu araştırma nedeniyle Alman GSG 9 timleri tarafından öldürüldüğü söylenir.

* * *

Ve Turan Dursun...

-Eski İmam ve müftü... Fıkıhçı, İslam Hukukçusu... Ve bir yazar ve bir düşünür...

-TRT Kültür Müdürlüğü'nde dinsel yayınların hazırlanmasında prodüktör (yapımcı) olarak çalıştı. Birçok yapıma imzasını attı.

-Köşe yazıları yazdı. Birçok kitabı yayınlandı.

-Allah, Dua, Din Bu, Kulleteyn, 8 ciltlik Kuran Ansiklopedisi, Kutsal Kitapların Kaynakları gibi...

-Tunuslu düşünür İbn-i Haldun'un Mukaddime adlı 2 ciltlik eserini Türkçe'ye çevirdi.

4 Eylül 1990 günün İstanbul'da, evinden çıkıp işe giderken silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü.