Dün Cumhuriyet’in 97’inci yılı idi.

Atatürk’ün önderliğinde, 11 milyonu köyde yaşayan 13 milyon yorgun insanla kurulmuştu bu Cumhuriyet.

Ve kurucular, çağdaş bir devlet olmanın yanında büyük hedefler koymuştu.

İşte bu nedenle, ülkemizdeki genel görüntü üzerinde bir sorgulama yapmak ve de bir değerlendirme yapmak gerekli oldu.

Çünkü her bayram kutlamasından amaç, ortak bir sevincin paylaşılması ve milli heyecanın canlı tutulmasıdır.

Ama bu büyük hedeflere ulaşılabilirliğin de bir sorgulanmasıdır amaç.

***

Peki, hedef ne idi?

“Çağdaş, laik, demokratik bir devlet” olmaktı.

Kurucular bu hedefleri koymuştu.

Ama olmadı, olamadı…

Çünkü:

-Halkından korkmayan bir devlet, devletinden korkmayan bir halk idi hedef… Olmadı.

-Şairinden korkmayan bir devlet idi hedef… Olmadı.

-Yazarından korkmayan bir devlet idi hedef… Olmadı.

Yani kalemin silahtan tehlikeli görülmediği bir Türkiye idi hedef… Olmadı, olamadı.

Ve hedef:

-Bağımsız, tarafsız ve güven sağlamış bir yargı idi... Olmadı.

-Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü idi… Olmadı.

-Ayrımcılığın, ötekileştirmenin yok olması idi... Olmadı.

-Önyargının yıkıldığı, bilinçaltının temizlendiği bir Türkiye idi… Olmadı.

Yani özgürlüklerden korkmayan bir siyasal yapı idi hedef… Olmadı, olamadı.

***

Evet, hedef ne idi?

“Tam bağımsız, demokratik bir devlet” olmaktı.

Kurucular, bu hedefleri koymuştu.

Ama olmadı, olamadı…

“Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim…” diyordu Nazım.

Ama olmadı, olamadı…

-Çünkü 1950’den itibaren ülke toprakları ABD üsleriyle, NATO üsleriyle dolduruldu.

-Çünkü milli kaynaklarımızın neredeyse yarısı, yabancı ellere teslim edildi.

-Çünkü okyanus ötesinden dost(!) edinildi, komşularımızla düşman olundu.

Ve de “Üç tarafı denizle çevrili, dört tarafı düşmanla çevrili bir devlet” olundu.

***

Ve hedef ne idi?

“Yurtta sulh, cihanda sulh” idi.

Kurucu irade, bu hedefleri koymuştu.

Ama olmadı, olamadı…

-Çünkü ülke içinde bile bir barış sağlanamaz oldu.

-Çünkü toplumsal barışın tohumları yeşertilemez oldu.

-Çünkü farklılıklara karşı önyargılar yıkılamaz oldu.

-Çünkü önceleri umut vaat eder görünen açılımlar bile sonuç alınamadan bitirilir oldu.

Yani Kürt sorunu çözülemez oldu bu ülkede.

Ve de Alevi sorunu çözülemez oldu bu ülkede.

İşte Cumhuriyet’in 97’inci yılında, sorgulanması gereken bir Türkiye görüntüsü…

Oysaki bu ülke Alevi-Sünni, Türk-Kürt, yani tüm farklılıkların birlikte verdiği kanlı bir savaşla kurtarılmıştı.

Ve de Cumhuriyet, emperyal işgale karşı verilen bu savaşın üzerine inşa edilmişti.

İşte o günleri ve o günlerin heyecanını yaşatan bu bayram, tüm halkımıza kutlu olsun.