Serik ve Antalya liselerinde öğretmenlik yaparken (1970-1979 ) Milli Bayramlarda konuşma yaptıktan sonra Mehmet Âkif Ersoy’un aşağıdaki “Bülbül” adlı şiirini okurdum.
Ulusal kurtuluş savaşımızı Mehmet Âkif Ersoy kadar yaşayan, yaşatan ve gelecek kuşaklara taşıyan bir başka milli şairimiz yoktur.
İstiklal Marşımızı, Çanakkale Destanımızı ve Bülbül adlı bu güzel şiirimizi her okuyuşta halden hâle girer ve hep ağlarım.
Sizler de, Aziz Atatürk’ün önderliğinde bu vatanın, “Ya istiklal, ya ölüm” parolasıyla kan, ateş ve gözyaşı akıtılarak nasıl kurtarıldığını çocuklarınıza anlatın.
Bugünün gençleri için dili biraz ağır gelebilir ama milli şairimiz Mehmet Âkif’in bütün destan ve şiirlerinin toplandığı “SAFAHAT” adlı kitabını evinizin başköşesinde bulundurun ve çocuklarınıza mutlaka, ama mutlaka okutun.
BÜLBÜL
Eşin var âşiyanın var, bahârın var ki beklerdin.
Kıyâmetler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
O zümrüt tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun,
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
………………………………………………………..
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır,
Niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşândır?
Hayır mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım;
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım.
Tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda;
Bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda.
Ne hüsrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serapa Garb'a çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
Hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
Salâhaddîn-i Eyyûbî'lerin, Fâtih'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: Nâkûs inlesin beyninde Osman'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzi serâp olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Hân'ın;
Şenâatleri çiğnensin muazzam Kabri Orhan'ın!
Ne heybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânümânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
(Mehmed Akif Ersoy, Ankara, Tâceddin Dergâhı, 9 Mayıs 1337 (1921)
Cumhuriyet’le ilgili olarak yazdığım bir dörtlüğümle Cumhuriyet bayramınızı kutluyorum.
Cumhuriyet’le var olduk, destan olduk cihana,
Saltanattan kurtulduk, insan olduk Vatana...
Devrimlerle yüceldik, cehaletle savaştık,
Aydınlık Türkiye’mle zaman olduk İslam’a…(Mehmet Özata)