29 Ekim Pazartesi günü Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü kutlayacağız.

Yüce milletimizin ve mümin kardeşlerimizin Ramazan, Kurban Bayramları gibi dini bayramları olduğu gibi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi milli bayramlarımız da vardır.

Kurtuluşumuzun, istiklal ve istikbalimizin göstergesi, milli belgesi olan Cumhuriyet Bayramımız da en büyük milli bayramımızdır. Çünkü, yüzbinlerce şehidin kanı pahasına elde edilmiş Kurtuluş Savaşı sonunda kazanılan zaferin simgesidir. Otokratik idareden, halkın kendi kendisini yönettiği demokratik yönetime yani Cumhuriyete geçilmiştir.

*

Bugün dünyada ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bakımdan gelişmiş, teknolojik üstünlüğü yakalamış devletlerin genel anlamda en üstün yönetim şekli Cumhuriyettir. Salt Cumhuriyet tek başına bir anlam ifade etmez. Cumhuriyet denilince, demokratik hak ve hürriyetleri içine alan, gerçek adaletin toplumsal olarak uygulandığı, bütünleştirici, eşitlik temeline dayalı sosyal hukuk devletini ifade eden yönetimin adı hakiki Cumhuriyettir.

*

İnsanlık; İnsan onuruna yaraşır bir idare şekli olan Cumhuriyet yönetimini yolda bulmamış, asırlar boyu süren hak mücadelesi, milyonlarca akıtılan kanlar pahasına elde etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti devleti de, sadece Çanakkale’de 253 bin olmak üzere milyonlarca vatan evladının kanı pahasına elde etmiştir. Onun için Cumhuriyetin korunması, daha da ileriye götürülmesi her Türk vatandaşının en birinci görevidir. Onun için devletimizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Cumhuriyetin korunmasındaki güç, “kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” demiştir. Her Türk evladı kendisine emanet edilen bu kutsal görevi asla ihmal etmeyecektir.

*

Yüce dinimiz İslam, insanın yaratılışına, fıtratına ve onuruna en uygun olan evrensel değerleri ihtiva eden yönetim şekli olan demokratki hak ve hürriyetlere dayalı yönetim olan Cumhuriyet idaresinin 1500 sene evvel ortaya koymuş. Her milletin, her devletin kendilerini yönetecek idarecilerini, istişare, dayanışma esasına göre herkesin hür iradesi ile verecekleri oylarla seçilmelerini benimsemiştir.

İslam devletinin ilk halifesi ve yöneticisi Hz. Muhammed SAV.in ölümünden sonra şura, danışma usulüne göre siçilmiştir. Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, Hz. Hasan R.A. de aynı oy usulü ile halife seçilmişler. Maalesef Emeviler bu demokratik usulü yıkarak idareyi babadan oğula geçen saltanata çevirmişler, siyasi çekişmeleri İslam siyasetine sokmuşlardır.

R.SAV. efendimizin şu kutsal sözünü lütfen dikkatle dinleyelim:

“İnsanlar, yaratılanların en şereflisi olarak, insan olma bakımından bir tarağın dişleri gibi birbirlerine eşittirler. İnsanın insana, insan olma bakımından bir üstünlüğü yoktur. Hepimizin bedensel ve ruhsal olarak ihtiyaçları vardır. Ey insanlar rabbiniz birdir. Babanız, ananız birdir. Ananız Havva, babanız Adem’dir. Adem ise topraktan yaratılmıştır. Hepimizin aslı topraktır. Arabın Aceme yani Arap olmayana, beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlü insani, İslami, ahlaki üstünlükleri üzerinde toplayan takva iledir. Sizin en yararlınız insanlara en faydalı olanınızdır” buyurmak suretiyle bugünün medeni yönetimlerinin bile ulaşamadığı en ideal, en gerçek ve en geçerli yönetim şeklini beyan etmiştir.

Ali İmran suresinin 159. ayeti de; Hür idareye dayalı, mahşeri vicdanın tensibiyle yöneticilerin toplumu belirlenen ilkeler odğrultusunda yönetmeleri doğğrultusunda seçileceklerini bildirmektedir. Yani toplumsal irade, endi yönetimi ve yöneticilerini kendi belirleyecektir ki, bugün bunun adına demokratik hak ve hürriyetlerine dayalı yönetim biçimi olan Cumhuriyettir. Bu nedenle istiklal mücadelesi sonunda bir milleti yok olmaktan kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ve bizlere Cumhuriyeti emanet eden başta devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, onun asil komutanlrı, şerefli askerleri, mübarek şehitleri, onurlu gazilerinini minnetle, şükranla anıyor.

Kurtuluş Savaşı, millet, devlet, vatan uğruna halen devam eden terör nedeni ile can veren aziz şehitlerimize şükranlarımızı sunarken, kahraman ordumuza, silahlı kuvvetlerimize, polisimize, jandarmamıza, emniyet ve asayiş güçlerimize ulu Allah’tan üstün başarılı zaferler diliyor, Cumhuriyetimizin 95. yıldönümü milletimize kutlu olsun diyorum.