Koro şefi sevgili dostum Mehmet Güntekin’in davetlisi olarak 28 Nisan Pazar günü Cumhurbaşkanlığı korosunun konserine Adnan Mungan korosundan arkadaşlarım Pilot Albay Mehmet Kobak ve Efdalcan Yaylacıoğlu ile beraber gittik.

“Bahara Merhaba” konserinde koro ve solistlere ;

Kemanlarda; Dr. Mithat Arısoy, Nalan Çakır, Aziz Şükrü Özoğuz, kemençelerde; Lütfiye Özer, Mahinur Özüstün, Şehnaz Ayan, Damla Bilgin, kanunlarda; Taner Sayacıoğlu, Serap Çağlayan, Onur Cicin, tanburlarda; Birol Yayla, Murat Aydemir, Gamze Ege Yıldız, Neylerde Mustafa Güvenkaya, Salih Bilgin, Hüseyin Özkılınç, udlarda; Samim Karaca, Serhan Aytan ve viyolenselde Volkan Ertem eşlik ettiler.

Hepsi de sazlarında virtüöz olan bu güzel sanatçıların eşliğinde koro ve solist Dilek Türkan ile konuk kanun sanatçısı Erol Deran muhteşem bir performans sergilediler.

Sazların Gazi Giray Han’ın Bayatiaraban peşrevinden sonra koro Hacı Sadullah Ağa’nın Bayatiaraban şarkısını söylediler.“

Padişahım lütfedip mesrur u şâd eyle beni,

Nâ-ümmidim bir nazar kıl ber-murat eyle beni…

Daha sonra Rahmi Bey’in Bayatiaraban şarkısını söylediler.

Bana n’oldu değişti şimdi halim,

Demâdem artıyor dilde melâlim…

Aradan sonra konuk kanun sanatçısı Erol Deran üstadımız yaklaşık yarım saat süren muhteşem bir kanun resitali sundu ve ayakla alkışlandı. Alkışlara karşılık iki kolunu göğsünde kavuşturarak müzikseverleri selamlaması herkesi çok duygulandırdı.

Daha sonra sahne alan solist Dilek Türkan, sazlar, benim de çok sevdiğim Lavtacı Andon’un Hüseyni peşrevini çaldıktan sonra, Bimen Şen’in Hüseyni şarkısını okudu.

Bir gün gelecek ben gibi nâçâr kalacaksın,

Kendin gibi bir zalime dûçâr olacaksın,

Geçmedi bir gün nâz ü niyazım sana ey mâh,

Bir gün gelecek sende bana yalvaracaksın…

şiir ve gazellerine hayran olduğum Urfa’lı Nâbi’nin aşağıdaki meşhur gazelini Bekir Sıtkı Sezgin Hüseyni makamında besteleyerek harika bir eser meydana getirmiş.

Bâg-ı dehrin hem hazânın hem baharın görmüşüz,

Biz neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz,

Çok da mağrur olma kim meyhane-i ikbalde

Biz hezârân mest-i mağrurun humârını görmüşüz…

Bu güzel şarkıları çok güzel yorumlayan solist Dilek Türkan, güzel sesi, tarzı, tavrı ve sahne âdâbıyla çok beğenildi ve müzikseverler tarafından dakikalarca alkışlandı.

Daha sonra sahne alan koro Hacı Sadullah Ağa’nın çok sevilen Hicaz eserini okudu.

Nideyim sahn-ı seyrini cânânım yok,

Bir yanımca salınır serv-i hırâmânım yok…

Ardından Rıfat Bey’in Hicaz şarkısı;

Niçin bülbül figân eyler bahar eyyamıdır şimdi,

Açılmış goncalar güller mesâr eyyamıdır şimdi,

Hammâmizâde İsmail Dede Efendi’nin Hicaz şarkısı;

İndim yârin bahçesine gülden geçilmez,

Gülden geçtim, serden geçtim, yardan geçilmez…

Ve son olarak yine Dede Efendi’nin ;

Baharın zamanı geldi, / Yavru ceylan gel gidelim,

Yollarımız yeşillendi, / Yavru ceylan gel gidelim… adlı Hicaz şarkısını okudular.

Bu güzel konser nedeniyle, her zaman Klasik Türk musikisinin abidevi bir temsilcisi olan Cumhurbaşkanlığı korosunu, değerli şefleri Mehmet Güntekin’i, koro sanatçılarını, solistleri ve saz sanatçılarını bütün müzikseverler olarak dakikalarca ayakta alkışladık.

Konser sonrası ben de bahar şarkılarıyla aşka gelerek sevgili arkadaşlarıma;

Sözleri Bekir Mutlu’ya bestesi İskilip’li hemşehrimiz merhum Erdoğan Berker’e ait olan Nihavent şarkıyı okudum.

Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?

Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?

Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç?

Geçen günlere yazık, yazık etmişsin gönül sen,

Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen…

1 Mayıs 2019