Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili 12 Mayıs 2014 günü Çorum Haber'de çıkan yazımda, "Peki, nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı ya da olmamalı?" diye sorulmuş ve de:
"-Türkiye'nin doğusuna, batısına ve tüm farklıklara hitap edebilmeli. Yani cumhurbaşkanı, öncelikle böyle bir profile ve düşünsel zenginliğe sahip olmalı.
-Sayın Ahmet Necdet Sezer gibi Çankaya'ya hapsolan bir hukuk danışmanı olmamalı.
-Sayın Abdullah Gül gibi bu makamı bir noter olarak kullanmamalı.
-12 Mart darbecilerini kutlayan Cevdet Sunay, 12 Eylül darbecilerini kutlayan Fahri Korutürk gibi olmamalı.
-Gerektiğinde tankın üstüne çıkabilecek kadar cesur olmalı.
-Ve de Çankaya'yı inziva yeri ya da 5 yıllık bir kamp yeri gibi kullanmamalı" denilmişti.
* * *
İktidar ve muhalefet böyle bir aday mı arıyor? Bilemiyoruz.
Ama iktidarın adayı bellidir diyebiliriz. Olağanüstü bir gelişme olmaz ise büyük olasılıkla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Toplumda en az dört yıldır Erdoğan ismi vurgulanmıştır. Bir ölçüde iktidar da, muhalefet de Erdoğan'ın reklamını yapar olmuştur.
Herhalde asıl sorun muhalefet cephesindedir diyebiliriz. Çünkü:
-Ağustos-2014'de Cumhurbaşkanı seçiminin olacağı tam 7 yıldır bilinmekte idi.
-Akşam ders çalışıp sabah sınava giren öğrenci gibi, 7 yıldır bilinen seçime bir ay kala hazırlanır olundu.
-Güya bir çalışma yapılıyormuş gibi çeşitli kuruluşlarla görüşerek aday aranır olundu.
Ve de "Öyle bir aday göstereceğiz ki, işte aradığımız aday budur" diyecekler şeklinde açıklamalar yapıldı.
* * *
Peki, nasıl bir aday arandı ya da aranıyor?
-Bir Mesih mi aranıyor?
-Ya da bir Mehdi mi aranıyor?
-Yani gizli güçleri olan bir kurtarıcı mı aranıyor?
Oysaki sorun aranan adayda değildir. Sorun:
-Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin, siyasetin içine sinmemesidir.
-Bir yanlışlık yapılır endişesiyle halka güven duyulmamasıdır.
-Anayasal yetkilerin tam olarak kullanılma endişesidir.
Daha da geneli, vesayet anlayışının siyasetin zihninden silinmemesidir.
Özellikle muhalefet bu endişeleri yaşarken, iktidar partisi AKP'de ise:
-Erdoğan Köşke çıkarsa partinin durumu ne olur endişesi...
-Devletin sinir uçlarına yerleştiği sanılan "paralel devlet" endişesi...
Ve de Toplumda ve uluslararası camiada ne ölçüde kabul görür endişesi yaşanmaktadır.
* * *
Kabul edelim ya da etmeyelim, öncelikle bilinmelidir ki:
-Halk tarafından cumhurbaşkanı seçimi, başkanlık sistemine gidiştir.
-Halk tarafından seçim, cumhurbaşkanına siyasal bir kimlik veriştir.
Ve yine bilinmelidir ki:
Büyük olasılıkla seçimin kaderini, Türkiye'nin doğusunda oluşan, çözüm süreci olarak gündeme oturan ve de siyasete yansıyan irade belirleyecektir.
Özellikle 30 Mart seçimlerinin doğudaki sonuçları, muhalefetin nasıl bir sorumluluk duyması gerektiğinin bir sinyaldir.
Çünkü muhalefet; özellikle CHP, MHP Türkiye'nin doğusunda, yani seçimin kaderini belirleyecek bölgede yok olmuştur. Ülke için vahim bir durumdur bu.
* * *
Peki, muhalefet nasıl bir aday ya da adaylar göstermelidir?
Aslında 30 Mart Yerel Seçim sonuçları ve 1 Haziran seçim sonuçları muhalefete yeteri ölçüde mesaj vermiştir.
Yalova'daki seçimde AKP'nin aldığı 28.999 oya karşılık, CHP 29.227 oy alarak 228 oy farkla seçimi kazanmıştır. Bu sonuç, muhalefete bir moral vermiştir ama esas olarak Ağrı İli seçim sonuçlarına bakmak gerekir.
1 Haziran seçim sonuçlarında Ağrı'da oluşan siyasal irade şöyledir:
BDP'nin aldığı oy 22.724 yani % 50, AKP'nin aldığı oy 19.763 yaklaşık % 44'tür.
45.322 geçerli oydan CHP'nin aldığı oy ise sadece 176, MHP'nin aldığı oy 416'dır.
Bu sayısal değerler, özellikle muhalefete bir şeyler anlatmış olmalıdır. Ve de özellikle doğuda yok olmuş MHP ve CHP okumalıdır bu sonucu.
Yani cumhurbaşkanı adayı ya da adayları; iki ayrı coğrafyaya ve iki ayrı kimliğe dönüşen Türkiye'nin, doğusu ile batısı arasında yeniden bir gönül köprüsü kurabilecek, aidiyet duygusunu geliştirebilecek donanımda olmalıdır.
* * *
Bir aydır yapılan nafile turlarla "Çatı Adayı"nı oluşturmak ise olur gibi değildir. Olabilse dahi tabanda aynen kabul göreceği kuşkuludur. Belki de tabanda olumsuz kaymalara neden olabilecektir.
Kaldı ki "Çatı Adayı" oluşumu, karşı ittifakları da tetikler olacaktır.
Oysaki "Çatı Adayı" 1. Turdan sonra zaten kendiliğinden oluşacaktır. Ve de oluşmak zorundadır.
Yani muhalefet daha fazla geç kalmamalıdır.