Cuma günü müslümanların en kutsal günlerinden biridir ve önemli bir gündür. Çünkü, müminler Cuma günü diğer günlerde kılmadıkları iki rekat Cuma namazı kılarlar ki, bu namaz her müslümana, şartlarını taşıyorsa farzı ayndır. Yani kılınması şarttır. Çünkü, yüce Allah, Kur’an’da Cuma Suresi 62/9-10-11. ayetlerinde, “Ey iman edenler, Cuma günü namaz için nida olununca işinizi gücünüzü, alışverişinizi bırakıp Allah’ın zikrine Cuma namazına koşun. Böyle hareket ederseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.”buyuruyor.
Cuma namazı kişisel değil, toplumsal bir namazdır. Tek başına kılınmaz. Cemaatle kılınması şarttır. Cuma namazını kaçıranlar o günün öğle namazını kılarlar.
Cuma günü ve Cuma namazının fazileti pek büyüktür. Onun için müminler Cuma namazına daha çok önem verirler. Bir bayram havası edasıyla Cuma namazına hazırlanırlar. Çoluk çocuk Cuma’ya koşarlar. Çünkü eski kavim ve milletler böyle kutsal bir günü çok özlemişler ama ulu Allah bu kutsal günü Hz. Muhammed SAV. Ve onun ümmeti olan bizlere nasip etmiştir.
Hz. Musa Tur dağına Tevrat’ı almak için çıktığında karşılaştığı kavim dağda yaşamaktadır. Tabiatta ne biterse onu yer, yağmur suyu içerler. İşleri güçleri de ibadettir. Hz. Musa bunlara imrenir ve ulu Allah’a yönelir. “Ey Ulu Allah’ım, bu güzel kavimden daha güzel bir kavim yarattın mı?” der.
Yüce Allah Hz. Musa’ya, “Ya Musa, ileride bir resulüm gelecek Hz. Muhammed SAV. Ve onun ümmetine Cuma günü ve Cuma namazını ihsan edeceğim.Muhammed ümmetinin o günde Cuma’da kıldıkları iki rekat Cuma namazı gördüğün güzel kavmin 70 bin senelik ibadetinden daha hayırlı ve faziletli olacaktır” buyurdu. İşte Cuma namazının bizim için önemi budur.
R.SAV. efendimiz Cuma günü olunca ona daha bir farklı önem verir, ibadetini çoğaltır, gusul abdesti ile Cuma kıldırırdı. Ey ümmetim Cuma gününe özen gösteriniz. Cuma gününde bir özel saat vardır. Ondan gafil olmayın. O saatte dualarınız kesin kabul edilir. Allah Cuma’yı tam değerlendiresiniz için o kutsal saati Cuma günü içinde gizlemiştir. Gafil olmayın, buyurmuştur.
Cuma namazının farzı iki rekattır. Hutbeyi okumak ve sessizce dinlemek te farzdır.
Cumanın farzından ve hutbeden önce dört rekat Cuma’nın ilk sünneti, sonra hutbe, sonra Cuma’nın iki rekat farzı ve dört rekat son sünneti kılınır.
Böylece Cuma’nın 10 reat namazı kılınmış olur. Yani Cuma namazı 10 rekattır. İsteyenler 4 rekat zuhru ahir, kaza niyetiyle iki rekat vakit sünneti de kılabilirler. Bu son 6 rekatı kılanlar için bir sakınca olmadığı gibi kılmayanlara da bir sorumluluk yoktur. Cuma namazını kılınca hemen işimizin başına geçip Allah’ın bize taksim ettiği rızkımızı aramamız da bize farzdır. Bu da Cuma suresinde bize bildirilen bir emirdir.
Netice; Cuma gününü gereği gibi değerlendiren müminlerin gelecek Cuma’ya kadar işleyecekleri küçük günahları affolunur. Yani bir önceki Cuma’nın faziletini elde ederler. Gelecek Cuma’ya kadar kul hakları hariç işlenen günahlara kefarettir. Bu da R.SAV.in bizlere bildirdiği bir müjdeli hadisi şeriftir.
Ayrıca Cuma’nın farziyyetine ve kutsiyyetine inanarak Cuma’yı eda eden mümin öbür Cuma’ya ulaşmadan ölürse imanla göçer, diyerek tavsiye edilmiştir.
Cuma bizler için çok büyük bir nimettir. Kıymetini bilmeli, onu hakkı ile değerlendirmeliyiz.
Ayrıca Cuma namazı müslümanların hürriyetlerinin sembolü, toplanma hürriyetinin bir gereği, bir devletin ve milletini bağımsızlık göstergesidir. Hür olmayanlara Cuma farz değildir.