Ülkede yaşanan ekonomik kriz, şaşırtmadı.

Aylar öncesinden ekonomistler bunun sinyallerini veriyordu. Seçimlerin erkene alınması bu gerçeği daha net ortaya koydu.

Anadolu’da bir söz vardır. ”Kız hamileyse, düğün tarihi erkene alınır.” Karnı şişen ekonominin, kriz doğuracağı belliydi, beklendiği gibi oldu. Tek fark, doğum, seçim sonrasına kaldı.

İktidarın on altı yıldır, profesyonelce uyguladığı bir politika var :

•”İyi yaparsa kendinden, kötü olursa dış güçlerden..” Veya bir günah keçisi buluyorlar.

Her ne olursa olsun, ekonomi, freni patlamış kamyon gibi bayır aşağı gidiyor.

Tez zamanda önlem almaz, kötü gidişi durduramazsak, bir kara deliğe savrulacağımızı söylemek, kıyamet tellallığı değildir. Yanılmış olmayı diliyorum.

Döviz yükseliyor, döviz yükseliyor diyoruz da, “paramızın değeri düşüyor”, demeye dilimiz varmıyor. Gerçek budur, paramız %50’ye yakın değer yitirmiştir.

•Türkiye’de %40 dolayında devalüasyon yapılmıştır!

Türk halkı yarı yarıya yoksullaştırılmıştır! Ne yazık ki, krizi yaratanlar faturayı ödemeyecek.

Çalışanlar ve yoksul halk kesimine, cereme yüklenecek.

Gerçekleri halktan gizleyerek, çözüm üretilemez. İktisatçı Sayın Prof. Korkut Boratav’ın uyarısı ile bu gidişin ”varacağı nokta faşizmdir’’

Ülkemizde rejim değiştirilmiş, ”Tek adam” otokratik dönemine girilmiştir.

Meclis işlevsizleştirilmiştir.

Unutmayalım ki, toplumun en az %50’si bu sivil darbeye karşıdır. İçinde yaşadığımız çağda, bu durum sürdürülebilir değildir.

16 yıldır ülkeyi ağır yıkıma sürükleyenlerden, çözüm beklemek yanlışın yinelenmesidir.

Cumhuriyetin 80 yıllık alın teri tüm birikimlerin satılmasına karşın, bu kez kriz teğet filan geçmeyecek, delecek ve koçbaşı kayaya toslayacağa benziyor.

Her şeye karşın çözüm vardır.

Çözüm;

•Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, barış dilini ülkede yaşama geçirmektir.

*

Nice mutlu bayramlar dileklerimle.