Şu gazetenin sayfalarından “köşe yazarı” olarak kimler geçti?

Ord. Prof.Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Prof. Bahri Savcı, Abdullah Ercan, Dr. Ali Emiroğlu, Sadettin Malkoç…Yakın zamanlarda Salim Savcı…Ve en son Prof.Dr. Ahmet Samsunlu…

Gazetede izi, emeği olan daha pek çok insan…

Hepsinin ortak bir yanı varsa, Çorum’un yetiştirdiği pırıl pırıl “cumhuriyet aydınları” olmaları…

*
Sevgili Ahmet Abi, daha ilk yazısında, “Çok sık yazamam, o yüzden köşemin adını ‘Arasıra’ koyalım” demişti. Köşenin adı böyleydi, ama kimi zamanlar “hemen her gün” denebilecek kadar sık yazmıştı. Hele de, bilimsel araştırma konuları ve gezi notları, günlerce sürerdi.

Ele aldığı konuyu, akademisyen ciddiyetiyle en ince ayrıntısına kadar irdeler, değerlendirirdi. Gezi notlarını okuduğunuzda, o yeri gezmiş gibi olurdunuz. Yararlandığı kaynakları eksiksiz belirtirdi.

Sosyal medyada “bir haberi ilgilisine doğrulatma” zorunluluğu artık hatırlanmaz oldu ya, Ahmet Abi, yazacağı bir konu ile ilgili çok iyi bildiği bilgileri bile teyit ettirmeden yazmazdı.

Öylesine ciddi ve sorumluluk bilinci taşıyan bir yazardı.

*

“Çorum sevgisi”ne gelince, herhalde ölçüsü yoktu.

Çorum dışında yaşayan Çorumluları “Dış Çorumlular” diye niteler ve hemşehri dayanışmasına büyük değer verir, bu uğurda özveriden kaçınmazdı.

1988’de Baltalimanı Grand Müzikholü’nde bir “Çorumlular Gecesi” düzenlemiştik. Davet sahibi ÇORUM HABER’di, ama asıl organizasyonu sağlayan, İstanbul’da oluşturduğumuz seçkin insanlardan oluşan “düzenleme komitesi” idi.

Çok güzel bir gece oldu. Son derece seçkin 600 kişilik bu yemekte, Çorumlular özlem giderdiler, geçmiş anılarını tazelediler ve mutlu oldular. Sahneye de Çorumlu sanatçı Serap Mutlu Akbulut çıktı. Sımsıcak, harika bir yemekti.

İstanbul’da daha önce de Çorumlular yemekleri düzenlenmişti, ama bu en görkemli olanıydı ve deyim yerindeyse tadı damaklarda kalmıştı.

Bu birlikteliği sürdürme arzusuyla, kısa süre sonra ve hemen hemen aynı tarihlerde Çorum Tanıtma Vakfı ile Çorum Vakfı İstanbul Şubesi kuruldu.

Bu kez bakıldı ki, Çorumlular arasında adeta vakıf kamplaşması oluşuyor, bunu ortadan kaldırma görevi de akil adamlara düştü. Prof.Dr. Ahmet Samsunlu ve Prof.Dr. Turan Ilgaz, her iki vakfın da yönetiminde görev alıp iki vakfı ÇEKVA olarak birleştirdiler. Sonra da, uzun süre dönüşümlü olarak Vakıf Başkanlığı’nı sürdürdüler.

Ahmet Abi’nin, Kadıköy’deki Vakıf binasının satın alınması ve kullanıma açılması konusunda da olağanüstü çaba gösterdiğini hatırlıyorum.

Son yıllarda ise ÇEKVA Onursal Başkanı olarak hemşehri dayanışmasına katkı sağlamaya devam ediyordu.

Özetle, Çorum’un en vefalı evlatlarındandı.

*

Ailesinin köklerini ortaya çıkarma konusunda da çok meraklı ve istekliydi.

Zahmetli bir çalışmanın ardından bu yıl içinde basımını sağladığı “Ayşe Kadriye Samsunlu ve Hüseyin Samsunlu Ailesi’nin Kökleri ve Hayat Hikayesi” isimli 524 sayfalık büyük ebatlı kitabı elimin altında duruyor.

Çorum’un geçmişine duyarlıydı, ailesine düşkündü, Çorumluluk ruhu en üst düzeydeydi.

*

Hangi vesileyle olursa olsun Çorum’a geldiğinde, gazeteyi mutlaka ziyaret ederdi, uzun uzun sohbet ederdik.

Oğlu, sevgili kardeşim Kadri, 3 Kasım Salı sabahı acı haberi verirken, “ÇORUM HABER yazarlığı O’nu hayata bağlayan unsurlardan, en önemli motivasyonlarından biriydi” dedi. Hatta ailece verdikleri “Acı Kaybımız” başlıklı ilanda, “ÇORUM HABER Gazetesi Köşe Yazarı” ibaresinin yer almasını da özellikle istedi.

*

Ahmet Abi’nin başta “Çevre Mühendisliği” olmak üzere bilim dünyasına katkılarını herhalde saymakla bitiremeyiz.
İmar ve İskan Bakanlığı döneminde de, taşıdığı sorumluluğun ciddiyeti içinde, Çorum için elinden gelen çabayı gösterdiğini biliyorum.

Ve tüm bunları bir araya getirdiğimde, O’nu, gerçek bir aydın, gerçek bir demokrat, gerçek bir seçkin ve gerçek bir “Çorum Sevdalısı” olarak niteliyorum.

*

Seni çok özleyeceğim Ahmet Abi.

Ruhun şâd, mekânın cennet olsun.