Bizim iş, mesai saatleri ile sınırlı bir iş değil.
Gün içinde kaybettiğimiz zamanı, akşam saatlerine ekleyerek telafi etmek zorundayız.
Kaldı ki, renkli basıma geçtiğimizden beri, yani 8 yıldır, sayfaları erken bitirmemiz, bunun için de zamanla yarışmamız gerekiyor. Hele de Ankara’da web ofset baskıya geçtikten sonra, zamanımız daha da daraldı.
Dolayısıyla, her tören veya toplantıya, programa katılamıyorum.
Yoksa, yaşam felsefemin tevazu, saygı, sevgi ve hoşgörü üzerine kurulu olduğunu, çağırıldığım her yere gitmek isteyeceğimi, beni yakından tanıyan herkes bilir.
TED Koleji’nin açılış töreni, benim için farklı bir anlam ifade ediyordu.
Üstelik, önce sevgili Gönül aramıştı, davet için, ardından can dostum Kenan Dalgıç…
İyi ki de gitmişim.
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu’nun o muhteşem konuşmasını dinleme fırsatını kaçırmış olurdum gidemesem.
Konuşmasını bitirip yerine oturur oturmaz da, canı gönülden tebrik ettim kendisini.
Özgürlük kavramından, yalnızca “örtünme” özgürlüğünü anlayan; düşünce ve ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü, demokratik protesto hakkı ve dilediğince yaşama gibi özgürlükleri görmezden gelen, demokrasiyi sandıktan, dini ise ibadetten ibaret sayan anlayış, Milli Eğitim’in canına okudu malûm.
Pehlivanoğlu da, ikide bir değişen eğitim politikaları ve adaletsizlikler başta olmak üzere, bir dizi yanlışın altını önemle çizdi. Çocukların test ile tost arasına sıkıştırıldığı gerçeğine vurgu yaparak, cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya bağlı, dünya ile rekabet edebilecek “nitelikli” ve “aydınlık” kuşaklar yetiştirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Zaten, tören boyunca, “Atatürk ilkelerine bağlılık” sürekli zikredildi.
Cumartesi günü manşete taşıdığımız, Vali Sabri Başköy’ün “TED’le Çorum’un marka değeri arttı” sözü de, yüzde yüz katıldığımız bir tespit.
Hep söylediğimiz gibi, Çorum büyük projelerle ve büyük markalarla çıtasını yükseltebilir, büyüme şansını yakalayabilir. Kent estetiği ve entelektüel kültür iklimi adına yeni yaklaşımlarla “237 bin nüfuslu köy” olmaktan kurtulabilir.
Kenan, Ahmet, Ali Dalgıç kardeşler, Çorum için güzel işler yapıyorlar.
Çorum’un ilk özel beton santrali, DEMER gibi bir marka dersane, Dalgıçlar Oteli, Türkiye’nin en büyük simmental çiftliği, yenilerde “Dalgıçlar Çiftliği” markası altında süt ürünleri üretim tesisi…Karayolu taşeronluğundan Kuzey Yerleşkesi inşaatına uzanan başarılı müteahhitlik hizmetleri…
Rahmetli Kadir Ağa, öte dünyadan gururla izliyordur herhalde oğullarının başarısını…Ve onlara hep manevi destek olan kızları Gülseren Özbakır ve Birsen Kılıç’la aralarındaki bağlılığı, tutkunluğu…Torunları Kadir, Eren, Fevziye, Dilan, Direnç ve Güvenç’in, aldıkları emaneti bir adım daha ileriye taşıma kararlılıklarını…
Özetle bir kez daha vurgulamak gerekirse; TED Koleji, Çorum için büyük bir kazanımdır.
Dalgıç Ailesi’ne ve katkısı olan herkese Çorum adına şükran borçlu olduğumuzun bilincindeyiz.
Ben de, hem bir dost olarak, hem de cumhuriyet değerlerine bağlı bir insan ve bir Çorum sevdalısı olarak, teşekkür borcumu kendi adıma burada kayda geçiriyorum.