20 Kasım 2004 tarihinde oğlu Hakan Canıdemir'i banliyö treninde kap-kaç terörüne kurban veren Muzaffer Canıdemir, ölen oğlunun organlarını bağışlaması üzerine Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), tarafından ”Yılın Öğretmeni' seçilmiş.
Meğer Hakan Canıdemir adlı o evladımız, Çorum’lu İlköğretim Teftiş Kurulu Başkanı Muzaffer Canıdemir kardeşimizin oğluymuş.
Geçen ay İstanbul ÇEKVA’da (Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı) Terörle mücadele konferansında Muzaffer hocam evlat acısını paylaşınca öğrendik.
Bu vesileyle Hakan Canıdemir evladımızı rahmetle anıyorum.
Muzaffer Canıdemir hocamla Çekva’dan ve Çesiad’dan tanışırız.
Muzaffer hocamın Alperen ve Enes Canıdemir adlı iki oğlu daha var.
Mucit oğlu Enes Canıdemir yürüme engelliler için mucizevi bir robotik cihaz yapmış.
Google’de yaklaşık dokuz dakikalık bir videoyla bu mucize robotun uygulamalı tanıtımı yapılıyor. Muzaffer hocama, “hocam bu mucit oğlunuzu Çorum’a tanıtalım” dedim. Burada sözü Muzaffer hocama bırakıyorum.
Enes; 1983 Çorum doğumlu, Çorum Merkez Ertuğrul köyünden, Muzaffer ve Süheyla’dan doğma. Enes, ilkokulu İstanbul’da bitirdikten sonra bana okumak istemediğini bir elektrikçide çalışmak istediğini söyledi ve ısrarla tekrarladı.
Tüm ailece çabalarımıza rağmen Enes’i ikna edemedik.
Bunun üzerine Ortaokula vermedim. Sonunda Kur’an Kursunda okumayı kabul etti.
Ayrıca, yıl boyunca verdiğim harçlıklarla arkadaşlarından eski saatler, elektrikli oyuncaklar, kumandalar vb. şeyleri satın almış. Evde parçaları birleştirerek uzaktan kumandalı araba yapmıştı. Ben meslek lisesine vermeyi düşünürken yıl sonuna doğru Kuran kursu hocası İmam Hatip’e göndermemi istedi.
Kadıköy İmam Hatip orta kısmını bitirdi. Mezun olunca Kadıköy Haydarpaşa Anadolu ve Teknik Lisesi Elektrik- Elektronik Bölümüne sınavla girdi. Dört yıllık bu bölümü birincilikle bitirdi. Üniversite sınavları sonrasında abisi Alperen’le beraber Marmara Üniversitesi Mekatronik bölümüne girdiler. Enes bu bölümü de birincilikle bitirdi.
Son sınıfta iken bölüm başkanı bana gelerek, Enes’in Üniversitede kalmasını istediklerini, bir sene sonra da İzmir’e bölüm başkanı olarak göndereceklerini söyledi. Enes bu teklifi kabul etmedi. Serbest çalışmak istediğini söyledi. Ben de kabul ettim. Aklı evvel oğlum, 2-3 yıldır robota benzer şeyler çiziyor, bunları hareketlendirmeye çalışıyordu. Üniversite son sınıfında üzerinde çalıştığı robotu internete verdi.
Boğaziçi Üniversitesinde bir Profesör Enes’le irtibat kurarak kendisiyle çalışmasını önermiş, Enes de kabul edince 3 yıllık sözleşme yapıp maaşa bağlanmış.
Nihayetinde bu gün ortaya çıkan “ TEK ROBOTİK” ismi verilen araç omurilik felçli ve iki ayağı tutmayan yatalak olan kişi / tekerlekli arabaya mahkûm olan kişi evde bir başkasının yardımını almadan tek başına ve kendi el yardımıyla robota biniyor.
Engelli kişi; robot sayesinde ayağa kalktığı gibi lavaboya, tuvalete gitme, mutfakta kahvaltısını hazırlama, üst ve alt raflardan istediği şeyi alma, AVM’de gezinme, cafede çay içme vb. işleri rahatlıkla yapabiliyor.
Bu mucizevi robot Avrupa ve ABD’ye satılmaktadır. Tamamen Türk patentli bir alet/robot olup Amerika’lı ortakları vardır. Ne yazık ki, Amerika’lılardan önce Türk iş adamlarına ortaklık teklif edildi ama ilgi duymadılar. Değer olarak bugün 50.000.000 Dolara ulaşmış bir ROBOT tur. Oğlumun yaptığı bu eserle övünüyor, gurur duyuyor ve Allah’a şükrediyorum. (Muzaffer CANIDEMİR)
Ben de mucit kardeşim Enes’i Arif Nihat Asya’nın şu güzel dörtlüğüyle kutluyorum.
Ey yolcu, bu yolda gün geçer, hafta geçer,
Yollar… kimi, okşar; kimi, çarpıp da geçer,
İkbâline yar olursa dünya şâyet,
Gölgen öpülür, öksürüğün zapta geçer…(Arif Nihat Asya)