Çorum’daki tavuk çiftlikleri, yumurta üretimi ve de yarka üretimiyle Türkiye’nin dikkatini üzerine çekecek durumdadır.
İlimizin Alaca ilçesindeki bir ziraat mühendisi hemşerimiz Türkiye’nin en büyük kaz üretim çiftliğini kurmuş. Kendisi gerekli bilgiye sahipse (ki öyledir) bence çok isabetli bir iş yapmıştır.
Gazetedeki haberden okuduğumuza göre, 10 dönüm arazi üzerinde kurulan çiftlikte kaz eti, kaz ciğeri, kaz tüyü, kaz civcivi ve damızlık kaz üretimi yapılacakmış. Kendi imkanlarıyla modern bir tesis kuran Sebahattin Yıldırım amacının ülke ekonomisine katma değer sağlamak olduğunu söylemiş.
Devlet, bu güzel başlangıcı yapan hemşerimizi maddi ve manevi olarak mutlaka desteklemelidir. Ucuz ve uzun vadeli olarak temin edilecek bir krediyi kendine hiç yük olmadan kazancının bir kısmıyla ödeyebilmeli ve kalan kazançla da büyümeye devam etmelidir.
Çocukluğumuzda, büyüklerimizden duyduklarımıza göre kaz ciğeri çok lezzetli ve aynı zamanda insanın gelişmesine yardımcı olan bir ürünmüş.
Bu işletme daha 2 yaşını yeni dolduruyormuş. Böyle müteşebbis insanlar desteklenmeli. Türkiye’ de bu konuda büyük açık olduğunu tespit eden ziraat mühendisi hemşerimiz “kırmızı ete en yakın et kaz eti kabul ediliyor” diyor. Kaz etinde kolesterol sorunu da yokmuş.
Biz, kaz eti ve kaz yağıyla pişen yemeklerin çok lezzetli ve çok ta iktisatlı olduğunu mahallemizde kazları olan ve oğlu benim arkadaşım, babası da babamın arkadaşı İsmet Tandoğan amcadan dolayı biliyoruz.
Münevver teyzem azıcık kaz etiyle çok güzel yemekler yapardı. Sofraya denk geldiğim zamanlar bu güzel yemeklerden bana da ikram ederdi.
Yine kaz tüyü yastıklar ve yatakların çok rahat ve sağlıklı olduğunu komşumuzdan duyardık.
Hemşerimiz Sebahattin Yıldırım Bey’in çiftliğinde şu anda 200 adet damızlık kaz bulunuyormuş. Bu işletme onun gayreti, devletin desteği ve de rabbimin izniyle çok hızlı büyüyecektir inşallah.
Sebahattin bey civciv talebinin çok olduğunu ve satış yaptıklarını, aynı zamanda kesip paketleyip isteklilerine temin ettiklerini de anlatmış.
Kaz tüyüne Almanya ve Macaristan’dan ciddi anlamda talep varmış. Türkiye kaz tüyü üretiminin yüzde beşini karşılıyormuş, bu oran 15-20’lere çıkartılmalıdır.
Çiftlikte yerli ırkın yanı sıra deneme amaçlı olarak Çin kazı ve ördek te yetiştiriliyormuş. Yazının başlığı “Rüya gördü kaz çiftliği kurdu“ şeklindeydi.
Kendisi kazın bir özelliğinden hiç bahsetmemiş, ama ben biliyorum, Kaz çok dayanıklıdır, kolay kolay hastalanmaz ve ölüm oranı da çok azdır.
Kaz eti kadar kaz tüyü de gelir kaynağıdır. Kazın yiyecek sıkıntısı yoktur. Ot, mısır, buğday, arpa, kepek ne bulsa yer.
Türkiye’ deki kırmızı et açığı bu yolla kapanır. Yetkililerce iyice incelenmelidir. Kaz 4-5 ayda kesime gelir, 5-6 kilo da et verir.
Geçen gün gazetelerde yine böyle bir haber okuduk, Çorum merkez Deliler köyü yakınında doğal ortamda kaz yetiştiriciliği yapan Selman Ceylan, “Kaz denilince akla gelen yer Kars olsa da o televizyonlarda gördüğünüz, o meşhur kazlar Çorum’dan gidiyor” diyordu.
Çorum Ziraat Odası Başkanı Sayın Mehmet Sayan dün Çamdeller köyünde bulunan kaz çiftliğini ziyaret etti diye devam eden haberde, girişimci Selman Ceylan, İskilip yolu 5. Km. de 10 dönüm arazi üzerinde doğal ortamda kaz yetiştiriciliği yaptıklarını, mart ayında yumurtadan çıkan bir civcivin 6-7 ayda kesime geldiğini ve 6-7 kg ağırlığa ulaştığını belirtiyor. Doğal ortamda organik yemlerle beslenen kazların çok lezzetli olduğunu belirtiyor ve “detaylı bilgi edinmek isteyenler İskilip yolu 5. Km. de ki Çamdeller köyündeki çiftliğimizi ziyaret edebilirler” diyordu.
Tabiî ki bunlar güzel haberler ve böyle güzel haberlerin artması dileğimiz.
Yeni yılın tüm insanlık alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Saygı ve sevgilerimle.