“Bekle bizi İstanbul” der ki, hâlâ beklemektedir İstanbul, Vedat Türkali ve arkadaşlarının zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişini…

Bazı şeyler vardır ki, umut etmesi bile güzeldir.

Hiç ulaşılamayacak olsa da…

Ama, denizcilikle ilgili bir özdeyiş, somut sonuçların önem taşıdığını, katı biçimde vurur insanın yüzüne:

“Rüzgâra hakim olamıyorsan yelkenlerini ona göre ayarla. Ve unutma ki, hayat karşılaştığın güçlüklerle değil gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.”

“Çorumsever” bizim kuşak da, hep “daha güzel, daha çağdaş ve uygar, daha huzurlu, daha özgür, daha müreffeh” bir Çorum’un, özetle “daha yaşanır bir kent”in hayalini kurdu.

Devrimle değil ama evrimle, “bilime, sanata, çevreye saygının, insancıllığın, ulusal ve evrensel değerlere duyarlılığın, barışın egemen olduğu bir kente ulaşma” özlemini her türlü maddesel çıkar beklentisinin önüne koydu.

Nazım’ın dediği gibi: “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine”…

Ütopya mıydı bu?

Aşırı iyi niyet miydi, saflık mıydı?..

Her ne ise; inanmıştık !

Kendi payımıza biz, Çorum için her şeyimizi verdik.

Adeta kendimizi Çorum’a adadık.

ÇORUM HABER’i 17 Nisan 2006 tarihinde renkli basıma geçirişimiz de, Çorum için iyi şeyler yapma tutkumuzun bir zorlamasıydı.

Önce iki sayfayı renkli basacak, kısa sürede 4 renkli sayfaya çıkacaktık.

“Çorum sahip çıkarsa, 6 sayfa neden olmasın?” diye düşünüyorduk.

Ne yazık ki, altı yılı aşkın süredir 2 renkli sayfayı aşamadık.

Aşmamız için gerekli desteği arkamızda bulamadık.

Vedat Türkali, “Boşuna çekilmedi bunca acılar” diyor, ama bizim penceremizden bakınca, hiç de öyle görünmüyor.

Boşuna katlanmışız gibi geliyor, yüksek maliyetin getirdiği bunca külfete…

Sağduyulu, bilinçli, duyarlı ve de Çorum’u gerçekten seven küçük bir kesim dışında, kimse umursamıyor sanki “renkli” ile Çorum’a kazandırılmak istenen farklılığı ya da prestiji…

Biliyoruz ki, “Renkli bir gazetesi de olsun Çorum’un, ama benden kimse kılımı kıpırdatmamı beklemesin” anlayışında olanlar çoğunlukta…

Hep söyleriz; “eşitlik her zaman adalet değildir”…

İyiyi, güzeli, daha çok emek verileni diğerlerinden ayırmıyorsanız, adil davranmıyorsunuz demektir.

Dolayısıyla, iyiyi, güzeli de hak etmiyorsunuz demektir.

Bu serzenişleri, belki kırk kez dile getirdik bu köşede.

Üzerine alan olmadı.

Kırkbirinci kez de olsa yineleyeceğiz bugün.

Çünkü, daha önce de bir kez yaptığımız üzere, bugün 4 renkli sayfayla çıkacağız.

Biraz da, “bu gazete her gün böyle de çıkabilir” mesajını vermek için.

Ama tabii ki, Çorum’dan karşılığını görürse…Destek bulursa…

“Alevi ile Sünni, sağ ile sol arasında köprü niteliğindeki”, Çorum’un “denge unsuru” bu “objektif” gazete, geçen 6 yılın ardından teknolojik atılımına devam etsin mi, etmesin mi?

Soru bu.

Cevabını Çorumlu’nun vereceği soru…

 

Mehmet YOLYAPAR