Unutmayın, “Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme!.” derler.

Osmancık’lı Mehmet Özata kardeşiniz sizleri dünya gözüyle, belki de son kez görmek ve gönül ikliminde buluşmak üzere 25 Mayıs 2013 Cumartesi günü saat 10,00’da Çorum lisesine davet ediyor.

Tam yarım asır önce, 1963 yılında Çorum lisesinden mezun olarak ayrıldık birbirimizden. 18-19 yaşlarımızın heyecanıyla başımızda kavak yelleri eserken yüksek tahsil için Türkiye’mizin dört bir yanına dağıldık.

Belki çok zorlandık ama yılmadık, pek çoğumuz yüksek tahsil yaptık. Vatani görevlerimizi yaptık. Evlendik, çoluk çocuğa karıştık. Belki de, dede, nine olduk.

Çeşitli iş kollarında çalışarak yıllarca vatana, millete hizmet ettik.

Bazı arkadaşlarımızı Allah bizlerden çok sevdiği için erken yanına almış. (16 kişi)  Onları sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. En son yitirdiğimiz sevgili kardeşimiz Mustafa Seydim de çok sevdiği Galatasaray’ın şampiyonluğunu göremedi.

Bir de baktık, aradan tam elli sene geçmiş.

Tarih öğretmeni olan Osmancık’lı Mehmet Özata kardeşiniz, İstanbul’da Galatasaray, Kabataş ve Haydarpaşa liseleri pilav günleri ve mezuniyet törenlerinden esinlenerek Çorum Lisesi için de mezuniyet töreni geleneği oluşturmak ve yaşatmak istiyor.

Çorum Atatürk lisesi Müdürü sevgili hocamız Hasan Hüseyin Hastaoğlu, Avukat Adnan Çırakoğlu ve öğretmen İsmet Kasımcan sayesinde, 115 arkadaşımızdan yaklaşık 85’ine ulaştık. 

Hastalık ve özel durumları nedeniyle gelemeyeceklerini bildiren arkadaşlarım dışında yaklaşık en az 60 arkadaşımızla Çorum lisesinde bir araya geleceğimizi umuyorum.

Bakalım, 1963’ün gençleri, bugünün ihtiyar delikanlıları ne hale gelmişler, çok merak ediyorum.

Şair Murathan Mungan’ın şu sözleri sanki bizleri anlatıyor :

Bilmem ki ; Karşılaşsak bile hatırlayabilecek miyiz birbirimizi yeniden?

İkimiz de artık, bir başkasıyken….

Unutmayın, çoğumuz, belki de ilk ve son kez birbirimizi göreceğiz. 

Fransız yazar Fontenelle’ye doksanında bir hanım, “ölüm bizi unuttu” der demez, doksan beşlik yazar, hemen parmağını dudağına götürüp, “sus” işareti yapmış.

“Ya, bir de anımsarsa!” diye korkusundan…

Yüce Mevlana da bir başka güzellikte anlatmış dostların kavuşmasını…

Hüda davet eder, elhamdülillah,
Bu can dosta gider, elhamdülillah,
Hakîkat şehrine çün rıhlet oldu, (Rıhlet=ölüm, göç)
Gönül durmaz iver, elhamdülillah… (Mevlana)

Hüda davet etmeden Osmancık’lı Mehmet Özata kardeşinizin çağrısına uyarak gelin dostlar. Her nasılsanız, öyle gelin… Son görüşmemizi öbür âleme bırakmayalım.

Çorum ve Çorum lisesiyle ilgili olarak yazdığım bir dörtlüğü sizlere ithaf ediyorum.

Çorum’un suyu, toprağı insanlık ovasıdır.

Çorum’un lisesi de ilim, irfan yuvasıdır.

Bağrından yetişenler destan olmuş cihana,

Onur, erdem, fazilet Çorum’un mayasıdır…(Mehmet Özata)

Sevgili arkadaşlar, elinizde lise yıllarına ait ne kadar fotoğraf varsa Lise Müdürümüz H. Hüseyin Hastaoğlu’na verin. O günkü buluşmamızda büyükçe bir panoda fotoğraflarımıza bakarak lise günlerimizi bir daha yaşayacağız.